23. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/599 Karar No: 2013/2257 Karar Tarihi: 09.04.2013
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/599 Esas 2013/2257 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2013/599 E. , 2013/2257 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, yönetim kurulu kararı ile davacının kooperatif ortaklığından ihracına karar verildiğini, gönderilen ihtarnamelerin yönetim kurulu kararları eklenmeden gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ikinci ihtarnamede bir aylık süre verilmesi gerekirken 30 günlük süre verildiğini, ihtarnamelere konu aidatların kararlaştırıldığı 23.06.2007 tarihli genel kurul kararlarının iptali için açılan davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile davacının kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kooperatife borçlu olduğunu, ihraç prosedürünün de yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre; Kooperatifler Kanunu"nun 27. maddesi gereğince davacıya parasal edimlerini yerine getirmesi için 1 aylık süre verilmediği gerekçesiyle, ihraç kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıya parasal edimlerini yerine getirmesi için 1 aylık süre yerine otuz günlük süre verildiği gerekçesiyle ihraç kararının iptaline karar verilmiş ise de, Kasım ayının süresi otuz gün olduğundan ihtarnamede bir ay yerine otuz gün yazılması davacı aleyhine bir sonuç doğurmaz. Ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120/2. maddesi "sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkrada belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz" hükmünü, 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesi ise "Türk Borçlar Kanunu"nun temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır" hükmünü içermektedir. Bu durumda, geç ödenen aidata geciktiği yılda uygulanan yasal faizin yüzde yüz fazlası nazara alınarak temerrüt faizi hesap edilmesi gerektiğinden, buna göre de ihtarnamelerin yukarıda anlatılan yasa hükümlerine göre gerçek faiz miktarını yansıtmadığından bu yönden geçerli olmamalarına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, açıklanan gerekçeyle ihtarnameler geçerli olmadığından sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.