11. Hukuk Dairesi 2015/15670 E. , 2016/4544 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.02.2015 tarih ve 2014/1012-2015/118 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin ..."da devam eden projelerinde kullanılmak üzere davalıya ait antrepoda bulunan emtiaların müvekkiline ait proje sahasına gönderilmesi hususunda davalı şirketle anlaşıldığını, ancak yükleme sırasında davalı şirket tarafından müvekkiline ait olmayan malların yüklendiğini, hatanın anlaşılması üzerine davalı tarafından oluşan zararın karşılanacağı vaadinde bulunularak malların antrepoya geri getirilmesinin istendiğini, müvekkili tarafından talebin kabul edilerek tırların geri gönderildiğini, bu sırada ..."da devam eden projelerde aksama meydana geldiğini, yeni ürün temin edilmek zorunda kalındığını ve bu ürünlerin maliyeti daha yüksek olan uçak kargo yolu ile proje sahasına gönderildiğini, müvekkili şirketin zararının bu aşamada tam olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının müvekkiline gönderdiği ihtarnamede 307.581,21 USD talep ettiğini, bu haliyle davanın kısmi dava olarak açılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava tarihinden önce davalıya gönderdiği ihtarnamede davalıdan talep ettiği alacak tutarının sebep ve miktarlarını net olarak kalem kalem belirttiği, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının açıkça belirli olduğu, bu durumda davacı tarafından kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, antrepo sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, 11.04.2015 tarihinde 29323 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun ile 6100 sayılı HMK"nın 109’uncu maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Bu değişiklik sonucunda, bölünebilir alacaklar yönünden, dava hakkının kötüye kullanılması yasağı dışında, kısmi dava açılabilmesinin yolu açılmış olmaktadır. Bu itibarla mahkemece, derhal yürürlüğe girecek olan bu usul kanunu değişikliği tartışılarak bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
HMK"nın 109/2"nci maddesi 6644 sayılı Kanun ile 11.04.2015 tarihinde kaldırılmış ve bu suretle bu tarihten sonra kısmi dava açılabilmesi olanaklı hale gelmiştir.
Somut dava, 10.07.2014 tarihinde açılmış, mahkemece 12.02.2015 tarihinde karar verilmiştir. Davacı, fazlaya dair hakkını saklı tutarak şimdilik 25.000 TL talep etmiştir. Dava tarihi itibariyle kısmi dava açılabilmesi mümkün değildir. Sonradan yürürlüğe giren yasa hükmünü geçmişe yürürlü olarak uygulamak mümkün olmadığından dava tarihi itibariyle kısmi dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararın onanması gerektiğinden Sayın Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.