21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/13098 Karar No: 2007/9309 Karar Tarihi: 07.06.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/13098 Esas 2007/9309 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, 1998-2004 yılları arasında davalı işyerinde çalıştığını ispat etmek istemiştir. Ancak davalı işyerine ait dönem bordroları mevcut değildir. Tanıkların ifadeleri de yeterli değildir. Mahkeme, benzer dava dosyalarındaki bordro tanıkları ve komşu işyerleri kayıtlarının araştırılmasını ve ücret ödeme belgelerinin incelenmesini istemiştir. Davacının çalıştığının tespiti için özel bir duyarlılık gerektiğini belirtmiştir. Kararda, 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemesine rağmen, kamu düzenini ilgilendirdiği için özel bir özen gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: 506 sayılı yasa, 79. madde.
21. Hukuk Dairesi 2006/13098 E. , 2007/9309 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Alaşehir 1.Asliye Hukuk İş Mahkemesi Tarih : 14.06.2006 No : 279-188
Davacı, davalı işveren nezdinde 08.10.1998/31.12.2004 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava nitelikçe davacının davalı işyerinde 08.10.1998-31.12.2004 tarihleri arasında geçen hizmetinin tesbitine yöneliktir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda tanıkların bir kısmı davacının davalı işyerinde çalıştığını doğrulasalar da davalı işyerine ait dönem bordroları dosyada bulunmadığı gibi,dinlenen tanıkların bordro tanıkları olup olmadıkları veya komşu işyeri tanığı olup olmadıkları da anlaşılamamaktadır.Öte yandan dava dosyasına davalı şirket tarafından sunulduğu iddia edilen ve ücret ödeme belgeleri ile tanıklara ait şahsi bilgilerin bulunduğu anlaşılan evrak dosya ekinde bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği göz önüne alınarak davacının ihtilaflı dönemde davalıya ait işyerinde çalışıp çalışmadığını aynı işverene karşı açılmış benzer dava dosyalarında getirtilen dönem bordrolarında kayıtlı bordro tanıkları ve zabıta marifetiyle tesbit edilecek komşu işyerinin kayıtlara geçmiş kişileri dinlenmek ayrıca dosyaya getirtilen ve kalemde muhafaza altında bulunduğu anlaşılan işyeri dosyasındaki ücret ödeme belgelerinde davacıya ihtilaflı dönemde ücret ödemesi yapılıp yapılmadığı hususunu tesbit etmek bu ücret bordrolarında davacı imzasının bulunup bulunmadığı da nazada alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 07.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.