21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/11627 Karar No: 2007/9297 Karar Tarihi: 07.06.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/11627 Esas 2007/9297 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı işverene ait işyerinde 1.5.1987-1.11.1995 tarihleri arasında sürekli çalıştığını iddia ederek işyeri kayıtlarında eksik bildirilen çalışmasının tesbitini istemiştir. Mahkeme, işyeri kayıtlarında gerçekleşen çalışmaların kısmen bildirilmiş olduğunu ve primlerin bildirime uygun olarak ödendiğini belirterek istemi reddetmiştir. Tarafların temyiz itirazları sonucunda Yargıtay Hukuk Dairesi, işyeri kayıtlarındaki eksikliklere rağmen gerçek çalışma sürelerinin araştırılması gerektiğine karar vermiştir. Daire, ücret bordroları Kurum kayıtlarına geçen süreler kadar saptanarak, tanık ve imza incelemeleri yapılarak ve işten çıkış ve giriş aralarındaki dönemlerin ayrı ayrı incelenerek tüm delillerin takdir edilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Daire ayrıca, işyeri kayıtlarında eksiklik olduğu durumlarda yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemeyeceği ve gerçek çalışma süresinin belirlenmesi için araştırma yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Kararda, iş Kanunu'nun 63. maddesi de belirtilerek işyeri kayı
21. Hukuk Dairesi 2006/11627 E. , 2007/9297 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi TARİHİ : 22/06/2006 NUMARASI : 1092-487
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.5.1987-1.11.1995 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, davalıya ait işyerinde 01.05.1987-01.11.1995 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığını ileri sürerek davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmanın tesbitini istemiştir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir. Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Yapılacak iş, ücret bordroları Kurum kayıtlarına geçen süreler kadar bulunduğu ve dava konusu yapılan dönemlere ilişkin bulunmadığından işverence SSK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı kişiler saptanarak, tanık sıfatıyla bilgilerine başvurmak, dönem bordroları yok ise işverenin komşu işyerlerinin resmi kayıtlarına geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş kimseleri tespit edilip dinlenmek, işe giriş bildirgelerindeki ve müfettiş tutanaklarındaki imzaların davacıya ait olup olmadığını tesbit etmek için usulüne uygun imza incelemesi yapmak davacıya ait olmadığı belirlenirse çalışmanın blok şeklinde sürekliliği üzerinde durularak araştırma yapılmak,davacıya ait oldukları belirlenirse,davacıyı bağlayacağından işten çıkış ve giriş aralarındaki dönemlerin ayrı ayrı hak düşürücü süre yönü ile incelenip değerlendirildikten sonra çalışma süreleri araştırılarak tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, tarafların.bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz nedenlerine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı işverenlere iadesine, 07.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi