15. Ceza Dairesi 2019/10330 E. , 2019/14460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Dolandırıcılık suçundan, TCK 157/1, 52, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan, TCK 265/5, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, pasaport alacağı gerekçesiyle katılanı ikna ederek parasını aldığı, fakat daha sonra vaadettiği işi yapmayarak dolandırdığı, üzerine atılı suçu işlerken kardeşi olan mağdur ...’nin kimlik bilgilerini kullandığı, bu şekilde yargılandığı ve hakkında mahkumiyet kararı aldığı, yurt dışında bulunan mağdurun bu durumu fark etmesi üzerine müracaatta bulunduğu ve yeniden yargılama yapılarak sanık hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, sanığın bu suretle dolandırıcılık ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1) Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında, TCK’nın 267/4 ve 109. madde hükümleri gereğince zamanaşımı süresi içerisinde soruşturma yapılması mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığında suç adının “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” yerine “iftira” olarak yazılması ve hüküm fıkrasında uygulama maddesinin “TCK’nın 268/1. maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 267/1. maddesi” yerine, “TCK’nın 265/5. maddesi” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
Hükümden önce Anayasa Mahkemesinin 10.12.2013 tarih ve 28847 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 10.04.2013 tarih ve 2013/14 Esas, 2013/56 Karar sayılı kararı ile TCK’nın 267/5. maddesindeki "...süreli hapis cezasına mahkumiyeti halinde, mahkum olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına..." bölümünün iptaline karar verildiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık savunması, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, atılı suçu işlemediğine ve lehe olan hükümlerin uygulanmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2) Dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 09/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.