Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2017/9283 Esas 2017/11928 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Suça sürüklenen çocuk hakkında denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle Bandırma (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince 09.07.2014 tarih, 2013/543 esas, 2014/566 karar sayılı ilam ile mahkemesine ihbarda bulunulmuş ise de; 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 84. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici madde 6. hükmü ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırılarak anılan maddenin yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihi itibariyle sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyalarının bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredileceğinin bildirilmesi karşısında, ihbara konu ve karar tarihinde görevli olmayan Bandırma (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 09.07.2014 tarih ve 2013/543 esas-2014/566 karar sayılı ilamın hukuken yok hükmünde olması nedeniyle hükmün açıklanma şartlarının gerçekleşmediği, ancak suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasıtlı başka bir suç işlediğine ilişkin Bandırma (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 20.02.2012 tarihli yazıları ile de ihbarda bulunulduğu, ihbara konu Bandırma (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 07.02.2012 tarih, 2011/904 esas, 2012/114 karar sayılı ilamı ile suça sürüklenen çocuğun kasten basit yaralama suçundan mahkumiyetine karar verildiği, suç tarihinin 30.06.2011 olduğu ve hükmün 07.02.2012 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla ihbara konu bu ilam ile suça sürüklenen çocuğun 3 yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı yeni bir suç işlediği, bu ihbara istinaden mahkemece hükmün açıklanmasına yer olmadığına dair verilen ve yasal olmayan 22.05.2012 tarihli kararın hukuken yok hükmünde olduğu ve Bandırma (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 07.02.2012 tarih, 2011/904 esas, 2012/114 karar sayılı ilamı ile hükmün açıklanma şartlarının gerçekleştiği kabul edilerek yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, atılı suç için suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e, 66/2, 67/3 ve 67/4. maddelerinde 8 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, 5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesinin son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde dava zamanaşımının durduğu gözetilerek, suç tarihi olan 17.01.2008 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi olan 14.05.2010 tarihi arasındaki süre ve denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 30.06.2011 tarihi ile açıklanan hükmün temyiz inceleme tarihi olan 02.10.2017 tarihi arasındaki süre birleştirildiğinde, yargılamaya konu suç tarihi olan 17.01.2008 tarihi ile temyiz inceleme tarihi arasında 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e, 66/2 ve 67/3, 67/4. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 1412 sayılı CMUK"un 322. ve 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.