Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/20411
Karar No: 2022/12167
Karar Tarihi: 22.09.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/20411 Esas 2022/12167 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2021/20411 E.  ,  2022/12167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Nitelikli yağma
    HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    I- Sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
    5271 sayılı CMK'nın “Temyiz nedeni” başlıklı 288. maddesi uyarınca;
    (1)Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır.
    (2)Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.''
    Aynı Kanun’un “Hukuka kesin aykırılık hâlleri” başlıklı 289. maddesi uyarınca;
    1)Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
    a)Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
    b)Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması.
    c)Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması.
    d)Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi.
    e)Cumhuriyet Savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması.
    f)Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi.
    g)Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi.
    h)Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması.
    i)Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
    Temyiz başvurusunun içeriği” başlıklı 294. maddesi uyarınca;
    (1)Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
    (2)Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.”
    Temyiz isteminin reddi” başlıklı 298. maddesi uyarınca;
    Yargıtay, süresinde temyiz başvurusunda bulunulmadığını, hükmün temyiz edilemez olduğunu, temyiz edenin buna hakkı olmadığını ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa, temyiz istemini reddeder.
    Nihayet “Temyiz isteminin esastan reddi veya hükmün bozulması” başlıklı 302. maddesi uyarınca;
    (1)Bölge Adliye mahkemesinin temyiz olunan hükmünün Yargıtayca hukuka uygun bulunması hâlinde temyiz isteminin esastan reddine karar verilir.
    (2)Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Bozma sebepleri ilâmda ayrı ayrı gösterilir.
    (3)Hüküm, temyiz dilekçesinde gösterilen sebeplerle bozulduğunda, dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan bütün diğer hukuka aykırılık hâlleri de ilâmda gösterilir.
    (4)Hükmün bozulmasına neden olan hukuka aykırılık, bu hükme esas olarak saptanan işlemlerden kaynaklanmış ise, bunlar da aynı zamanda bozulur.
    (5)289 uncu madde hükümleri saklıdır.
    Yukarıda özetlenen mevzuat hükümleri uyarınca, istinaf sonrası temyiz incelemesi sebebe bağlı olup hukuksal denetimle sınırlıdır. Temyizde kural olarak maddi vaka denetimi, diğer bir ifadeyle sübut denetimi yapılamaz.
    İstinaf sonrası temyizde önemli olan diğer bir konuda, temyiz incelemesinin sebebe bağlı ve sebeple sınırlı olarak yapılmasıdır.
    CMK'nın 298. maddesi uyarınca, temyiz istemi sebep içermiyorsa reddi gerekir. Ancak, CMK'nın 289. maddesinin âmir hükmü uyarınca temyiz dilekçesinde bu maddedeki sebeplere dayanılmasa da, temyiz incelemesi sebebi yapılan husus incelenirken 289. Maddede tadadi olarak sayılan hukuka kesin aykırılık hallerinin tespit edilmesi hâlinde hükmün (varsa diğer sebeplere ilâveten) bu sebeple(de) bozulması gerekir.
    Bu izahattan sonra somut dosyaya gelecek olursak;
    UYAP üzerinden alınan nüfus kayıt örneğine göre, sanığın hüküm tarihinden önce 20/09/2016 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi ‘Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.’’, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi ise, ‘Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.’’ şeklinde düzenlenmiştir.
    Görüldüğü üzere, sanığın veya hükümlünün ölümü, ceza ve infaz ilişkisini sona erdiren doğal bir sebeptir. Çağdaş ceza hukuklarında suç faili olabilmek için iki şarta ihtiyaç vardır. Bunlardan birisi insan olmak, diğeri ise hayatta bulunmak yani sağ olmaktır. Ölüm ikinci şartı ortadan kaldırdığından, ölen kimsenin suçun faili sayılmasına ve dolayısıyla ölen kişi ile devlet arasında ceza ve infaz ilişkisi kurulmasına, kurulmuş ise sürdürülmesine imkan yoktur.
    Kısacası sanığın ölümü halinde bir yargılama şartı ortadan kalkmış olup, temyiz dilekçesinde belirtilmese ya da CMK’nın 289. maddesinde düzenlenen hukuka kesin aykırılık halleri veya temyiz kanun yolunu düzenleyen diğer maddeler arasında bozma sebebi olarak düzenlenmese de temyizde hukukilik denetimi yapan Yargıtayca sanığın ya da hükümlünün ölümü halinde hükmün bu sebepten bozulabileceği kanaatine varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle;
    UYAP üzerinden alınan nüfus kayıt örneğine göre, sanık ...’nun hüküm tarihinden önce 13/05/2015 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, 5237 Sayılı TCK'nın 64. ve 5271 Sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereği kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmesine,
    II- Sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan dolayı kurulan hükmün temyiz isteminin incelenmesinde;
    5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin "Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.", aynı Kanunun 294. maddesinin "Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir." ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar." şeklinde düzenlendiği gözetilerek, Sanık ... müdafiinin bu kapsamdaki temyiz isteminden dolayı yapılan incelemede;
    Temyiz incelememizin kapsamında Müşteki sanık ... ile katılan sanık ...'in aynı çevrede yaşadıkları için birbirlerini tanıdıkları, ...’ün ... Döner isimli dönerci dükkanını işlettiği, 12/10/2013 tarihinde Kenan ile diğer sanıklar ..., ..., ... ve beraat alan ...’ün, ...’ün işlettiği ... Döner isimli işyerine gece saat 22:30 sıralarında geldikleri ve o sırada dükkanda bulunan tanık ...'a ustasını sordukları, tanık İbrahim’in ustasının eve gittiğini söylemesi üzerine "Ustana ceza kestik yarın 5 milyar para getirsin" dedikleri, akabinde işyerindeki sandalyeleri dağıtarak işyerinin camını kırdıkları olaya ilişkin olduğu ve bu dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
    Tanık ...’ın 12.10.2013 tarihinde işyerinin yağmalandığını iddia ettiği beyanının 14.10.2013 tarihinde alındığı, sanıklar ve müşteki ... arasında 13.10.2013 tarihinde de parka döner söyleyip ödememeleri üzerine kavga çıktığı ve 12.10.2013 tarihli olayın müştekisi olan Resul’ün 13.10.2013 tarihli olayda yaralamadan sanık sıfatıyla ceza aldığı da dikkate alındığında,sanık ... başta olmak üzere temyiz dışı sanıklar da dahil bütün sanıkların suçlamayı kabul etmedikleri temyiz davasına konu 12.10.2013 tarihinde saat 22:30 sıralarında gerçekleştirildiği iddia edilen yağmaya teşebbüs fiilinin maddi hiçbir kanıtının bulunmadığı bu bağlamda, sanıklar tarafından müşteki ...ün işlettiği lokantanın camının kırılıp sandalyelerin dağıtıldığına ilişkin herhangi bir tutanak bulunmadığı esasen müştekinin bu olaydan dolayı 3 gün sonra 13.10.2010 tarihinde sanıklara yönelik olarak işlemiş olduğu yaralama fiilinden dolayı sanık olarak ifadesi alınırken şikayette bulunduğu kendisinin olayı görmediği, esasen olayın mağdurlarından olan çalışanı ...’ın iddiasından başka delil bulunmadığı bu itibarla “kuşkudan sanık yararlanır “ ilkesi gereği sanıkların anlatımlarına itibar edilerek beraat kararı verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile müştekinin anlatımına üstünlük tanınması suretiyle sanık ... hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın ... 10. Ağır Ceza Mahkemesine, kararımızın bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmesine, 22/09/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    (Muhalif) (Muhalif)

    KARŞI OY:
    ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/110 Esas ve 2016/401 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
    Sanık ...'in yanında diğer sanıklar ..., ... ve ... olduğu halde, olay günü saat 22.30 sularında, müşteki ...'ın işlettiği ... Dönerci isimli dükkana gelerek, bu işletmede tek başına bulunan iş yeri çalışanı ...'a hitaben "ustana ceza kestik, yarın 5 milyar para getirsin" şeklinde tehditte bulunup, iş yerini dağıtıp pencere camını kırdıktan sonra ayrıldıkları, ertesi günü yine ... Dönerci dükkanını telefonla arayarak dönercinin yakınında bulunan ...Parkı'na (20) adet dürüm döner istedikleri siparişi bu defa döner dükkanında görev yapan ... ve ...'in birlikte götürüp sanık ...'e verdikleri, dürüm dönerleri teslim alan sanığın, dürüm dönerlerin parasını vermeyeceğini belirttikten sonra akşamki olayla irtibat kurarak, bu defa da bu çalışanlara hitaben "patronuna söyle, bugün saat 12.00 ye kadar 5 milyar parayı hazırlasın" diyerek bir gün önceki taleplerini yineledikleri, dükkana dönen Uğur ve Hüseyin'in bu durumu müşteki ...'a ilettikleri, bu durum üzerine müşteki ...'ın yanında diğer çalışanlar olduğu halde sanıkların bulunduğu parka giderek onlarla kavga ettiği,
    Bu haliyle diğer sanıklarla birlikte hareket eden sanık ...'in eyleminin iş yerinde birden çok kişi ile birlikte geceleyin nitelikli yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu, müşteki ...'ın ... Dönerci'de çalışan ..., ... ve ...'in soruşturma aşamasında sıcağı sıcağına alınan ifadeleri ve yargılama esnasında değişmeyen aynı doğrultudaki anlatımları ile anlaşılmış olup, sanık ... hakkında 5237 sayılı Yasanın 149/1-c, d, h ve 35. maddesinin tatbiki ile verilen mahkumiyet kararının usul ve mevzuata uygun olduğu ve tebliğnameye uygun olarak onanması gerektiği düşüncesinde olduğumuz için sayın çoğunluğun sanık hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmesi gerektiğinden, hükmün bozulması yönündeki kararına iştirak etmiyoruz.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi