Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/6965 Esas 2017/6495 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6965
Karar No: 2017/6495
Karar Tarihi: 16.11.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/6965 Esas 2017/6495 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/6965 E.  ,  2017/6495 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL

    Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, paydaşı oldukları 8662 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 900 m²"lik kısmında davalı tarafından herhangi bir kira sözleşmesine dayanılmaksızın ticari faaliyette bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, kullandığı kısmı taşınmazın o dönem ki paydaşlarından olan ..."dan 01.05.2005 tarihinde 10 yıl süreyle kiraladığını, Erdal"a yapılan ödemeler sebebi ile kira borcunun da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’...Somut olaya gelince, davalının çekişmeye konu yeri kiraladığı Erdal Dalan"ın taşınmazda malik olmadığı, bu şahsın pay ve paydaş çoğunluğunu teşkil edecek şekilde diğer paydaşlardan aldığı vekaletnamelere dayanarak dava konusu yeri kiraya verdiğinin de ortaya konulamadığı, öte yandan sunulan 01.05.2005 başlangıç tarihli yazılı kira aktinde davacıların imzalarının yeralmaması sebebi ile davacıları da bağlamayacağı tartışmasızdır. O halde, davalının haksız işgalci olduğu ve ecrimisilden sorumlu olacağı açıktır. Hal böyle olunca; çekişmeli kısımdaki imalatların sonradan davalı tarafından yapıldığı ve taşınmazın boş arsa vasfında olduğu gözetilmek suretiyle ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, bozma ilamına uyulmuş olmakla bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli hak kazanılmış olacağı ve mahkemece de bozma gereklerinin yerine getirileceği kuşkusuzdur.
    Ne var ki, somut olayda mahkemece bozmaya uyulduğu halde usuli kazanılmış hak kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri yerine getirilmeksizin sonuca gidilmiştir.
    Şöyle ki, mahkemece bozma kararından sonra mahallinde yeniden keşif yapılmamış ve bozma kararından önce düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olup bu bilirkişi raporunda çekişmeli kısmın üzerindeki bina ve yapılar da dahil edilerek ecrimisil hesaplaması yapılmıştır.
    Hal böyle olunca; mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazın boş arsa vasfında olduğu gözetilmek suretiyle ecrimisil bedelinin saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; bozma gerekleri yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.