15. Ceza Dairesi 2017/25924 E. , 2019/14455 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık
HÜKÜM : 1)Hizmet nedeniyle güveni kötüye kulanma suçundan TCK 155/2, 62, 52, 53, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet
2)Dolandırıcılık suçundan CMK 223/2-e maddesi gereğince beraat
Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine ve dolandırıcılık suçundan beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazın Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04/06/2014 tarihli ve 2014/598 D.İş sayılı kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmakla, temyiz isteminin mahkumiyet ve beraat hükümlerine hasren olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanığın, suç tarihlerinde katılanın yetkilisi olduğu ... Dağıtım İnş. Gıda. San ve Tic. Ltd Şti.nde plasiyer satış temsilcisi olarak çalıştığı, toplam 13.213,45 TL parayı müşterilerden tahsil ettiği halde şirkete teslim etmediği, bu durumun müşterilerle yapılan cari hesap mutabakat formları ile tespit edildiği, sanığın beyanını içeren imzalı tutanakta da bahse konu parayı şirkete teslim etmediğini kabul ettiği, ayrıca bu dönemde, müşteriden tahsilat olarak almış gibi yaparak çalıştığı ... Dağıtım İnş. Gıda. San ve Tic. Ltd Şti.ne teslim ettiği ve bu şirket tarafından icra takibine konu edilen, lehtarı ... Dağıtım İnş. Gıda. San ve Tic. Ltd Şti. olan, tanzim edeni “Mavi Drink Shop ...” olarak kaşelenip imzalanmış, 02/03/2012 keşide ve 03/09/2012 ödeme tarihli 1500 TL bedelli, 02/04/2012 keşide ve 17/09/2012 ödeme tarihli 2.000 TL bedelli, 02/04/2012 keşide ve 10/09/2012 ödeme tarihli 1500 TL bedelli, 02/04/2012 keşide ve 27/08/2012 ödeme tarihli 1.000 TL bedelli, 02/04/2012 keşide ve 20/08/2012 ödeme tarihli 1500 TL bedelli bonoları tanzim eden yerine kendisi imzalamak suretiyle sahte olarak tanzim ederek menfaat temin ettiği, sanığın bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık savunmasında, ...’ın ödeme yapamaz hale geldiğini, suça konu senetleri ...’a güvenip onun adına imzaladığını, daha sonra 7.000,00 TL’yi ..."dan alması gerekirken alamadığını, işten ayrıldıktan sonra şirketin icraya gittiğini, ...’ın da imzayı inkar ettiğini, ...’ın kayıp olduğunu ve adresini bilmediğini savunması, müşteki sıfatıyla beyanı alınan ...’nun da, sanığın, ...’ın borcunu ödemek için senetleri tanzim ederek şirkete verdiğini ve ...’ın borcunun bu şekilde kapatıldığını beyan etmiş olması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/03/1998 gün ve 6/8–69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından ve sanığa atılı dolandırıcılık suçu unsurları itibariyle oluşmayacağından sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, atılı suçun sübut bulduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2)Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Her ne kadar hükümden sonra ve 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254 maddeleri gereğince hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu uzlaştırma kapsamına alınmış olsa dahi, aynı Kanun"un 253/3 maddesi gereğince, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının belirlenmiş olması ve somut olayda, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun uzlaştırma kapsamında olmayan resmi belgede sahtecilik suçu ile birlikte işlenmiş olması karşısında, tüm dosya kapsamına göre sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.