11. Hukuk Dairesi 2015/9056 E. , 2016/4520 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/01/2015 tarih ve 2014/458-2015/8 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19.04.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. ..., davalı-karşı davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı (karşı davalı) vekili, tarafların dava dışı ... ile ...’nin %50’şer pay ile ortakları olduğunu, anlaşmazlığa düşen ortakların şirketleri ve malları paylaşma kararı aldıklarını, ...’nin davalı ..."e, ...’nin de müvekkiline bırakılmasına karar verildiğini, paylaşım konusundaki görüşmelerin 1,5 yıl sürdüğünü, bu arada ...’nin fiilen davalı ...’in idare ve kontrolü altında bulunduğunu, davalı ...’in ...’ne 28.01.2002 tarihinde 145.800.000.000 TL muvazaalı nakit girişinde bulunarak, şirketten alacaklı konuma geçtiğini, bundan 6 gün sonra .... aleyhinde muvazaalı olarak icra takibine geçildiğini, muvazaalı ve kasıtlı işlemler yapılarak davalı yönetiminde olan şirket mallarının kaçırıldığını, davalının muvazaalı ve hileli işlemlerini dava dışı paravan olarak kurduğu ve ortak olarak görünmediği ...’ni kullanarak yaptığını ileri sürerek, şimdilik davalı tarafın şirkete verdiği toplam 940.000.000.000 TL zararın %50’si olan 470.000.000.000 TL’nın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bunun mümkün olmaması halinde davacının da ortağı olduğu ...’ne zararın tamamı olan 940.000.000.000 TL’nın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (karşı davacı) vekili, şirketten 126.551.802.500 TL daha alacağı olan müvekkilinin, yöneticisi olduğu şirketin yurt dışındaki tedarikçilerine kefil olması sebebiyle cebri icra baskısı altında şirket adına borcu bizzat müvekkilinin yurt dışına ödediğini, bu sebeple şirkete 145.800.000.000 TL daha para vermek durumunda kaldığını, diğer ortak olan davacının muhtelif eylemlerle şirketten mal kaçırdığını ve müvekkilini, şirketten olan alacağını tahsil edememe tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığını, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla şirket hakkında icra takibi başlatmak zorunda kaldığını, müvekkilinin zarar verici bir eylemi bulunmadığını, ayrıca davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere, tarafların %50’şer pay ile ortak oldukları ..."nin müvekkiline, ..."nin de davacı tarafa bırakıldığını, müvekkiline bırakıldığı kabul edilen şirkette davacının bir hakkı bulunmadığını savunarak asıl davanın reddini istemiş; karşı dava ile de, ...’den 272.351.802.500 TL alacaklı olan müvekkilinin yurt dışında olduğu 13.06.2001 tarihinde karşı davalının şirket depolarındaki malları kamyona yüklemek suretiyle bu günkü değeri 1.000.000.000.000 TL olan, o gün itibariyle 400.000.000.000 TL değerindeki malı gasp ettiğini, aynı anda ..."nin kasasında bulunan şirkete, çalışanlara ve müvekkiline ait para ve kıymetli evrakları da aldığını, ... adında yeni bir şirket kuran karşı davalının ...’den gasbettiği malları bu şirkete aktardığını ve haksız rekabette bulunduğunu, ayrıca ...’nin alacaklarını tahsil edebilmek için başlatılan icra takiplerinden karşı davalının feragat ederek, şirkete zarar verdiğini ileri sürerek, şimdilik 52.145 USD ile 14.589.989.740 TL"nın 13.06.2001 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsili ile şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak; davalı - karşı davacı ... tarafından açılan dava ile ilgili 18/4/2007 günlü kararın hüküm fıkrasının 2 ve 4 nolu bentlerinde hüküm kurulmuş olup, bu kararın anılan davalı - karşı davacı yönünden kesinleştiği anlaşıldığından yeniden karar tesisine yer olmadığına, davacı - karşı davalı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, marka bedeli ve tazminat toplamı olmak üzere toplam 536.970,67 TL nin dava tarihi olan 25/02/2003 gününden itibaren değişen oranda avans faizi ile birlikte davalı - karşı davacı ..."den alınıp Tasfiye Halinde ...."ne verilmesine, satılan araçlarla ilgili tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 27.510,31 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, 21/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.