17. Ceza Dairesi Esas No: 2016/14910 Karar No: 2017/16135 Karar Tarihi: 18.12.2017
Karşılıksız yararlanma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/14910 Esas 2017/16135 Karar Sayılı İlamı
Özet:
17. Ceza Dairesi'nin 2017/16135 K. sayılı kararı, karşılıksız yararlanma suçuyla ilgili bir mahkumiyet hükmü içermektedir. Daire, mahkemenin usulüne uygun olarak yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu sonucunda suçun sanık tarafından işlendiğini kabul etmiş ve nitelendirmede de bir aykırılık bulunmadığını belirtmiştir. Ancak Daire, iki nedenle hükmü bozma kararı vermiştir. İlk olarak, kurum zararının ödenmesi halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair TCK'nın ilgili maddesi gereği, usulüne uygun şekilde yapılmayan ihtar ve tebligat işlemleri sebebiyle kurum zararının hesaplanmasına rağmen sanığın cezalandırılmasını yanlış bulmuştur. İkinci olarak, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesine ilişkin bir iptal kararı nedeniyle sanığın hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise TCK'nın 168/5. ve CMK'nın 223/8. fıkralarıdır.
17. Ceza Dairesi 2016/14910 E. , 2017/16135 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-08/12/2012 tarih ve 5527 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden açılan kamu davasında mahkeme tarafından usulüne uygun olarak yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, bilirkişi raporunda sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin tespit edilmesi ve normal tarifeye göre vergili cezasız kurum zararının hesaplanmasına rağmen; sanığa bilirkişi raporunun tebliğ edilmemesi ve usulüne uygun ihtarın yapılmaması karşısında; Kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi halinde TCK"nın 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usulü işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi halinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği ve TCK"nın 168/5 ve CMK"nın 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediği için suç tarihine göre düşme kararı verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip, yüze karşı ise talep etmesi halinde, tebliğ yapılıyor ise makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde eksik kovuşturma ile mahkumiyet hükmü kurulması, 2- Kabule göre de; T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK" nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda sanık hakkında hükmedilen TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.