Ceza Genel Kurulu 2017/151 E. , 2017/408 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ERZURUM Çocuk
Sanık ..."in, 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan aynı Kanunun 3/5, TCK"nun 31/3, 62. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis ve 320 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hapis cezasının TCK’nun 50/1-c maddesi uyarınca 2 yıl süreyle bir meslek ve sanat edinmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme seçenek tedbirine çevrilmesine, suça konu sigaraların 5607 sayılı Kanunun 13. maddesi yollamasıyla TCK"nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine ilişkin, Erzurum Çocuk Mahkemesince verilen 10.05.2011 gün ve 433-175 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 23.06.2014 gün ve 15568-12789 sayı ile;
"...1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre, sanığın 5752 sayılı Yasa ile değişik 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- UYAP sisteminden yapılan sorgulamaya göre, sanığın tezgahında bandrolsüz, yabancı menşeili sigara satarken yakalanması şeklindeki eylemleri nedeniyle hakkında Erzurum Çocuk Mahkemesinde yargılaması sonuçlandırılan ve dairemize gelen 2013-14508 Esas sayılı ayrı bir dava dosyası daha olduğu anlaşılmakla, adı geçen sanığın eylemlerinin zincirleme biçimde 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından her iki dosyanın incelenmesi ve gerektiğinde birleştirilmesi hususu düşünülerek, diğer dosyasında mahkumiyet kararı verilmiş ve kesinleşmiş ise mahsup hususu da değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
3- Suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Gümrük idaresinin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
2 ve 3 nolu bozma nedenlerine uyan Erzurum Çocuk Mahkemesi ise 09.12.2014 gün ve 414-756 sayı ile 1 nolu bozma nedeni yönünden ilk hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.04.2015 gün ve 101646 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 354-1836 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 16.02.2017 gün ve 38-1100 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun vasfının ve sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, direnme hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel mahkemece, Özel Dairenin bozma kararı ile tamamen ortadan kalkan sanık hakkındaki ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, saptanan bu usulü nedenden dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına ve bozma nedeni gözönüne alındığında bozmaya uyulan kısımların bu aşamada Özel Dairece incelenmesi gerekmediğinden, dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Erzurum Çocuk Mahkemesinin 09.12.2014 gün ve 414-756 sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.