21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/11652 Karar No: 2007/9115 Karar Tarihi: 05.06.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/11652 Esas 2007/9115 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespit edilmesi için mahkemeye başvurmuştur. Ancak mahkeme istemi reddetmiştir. Davacı, bu karara itiraz etmiştir. Mahkeme kararına göre, davacının Bağ-Kur sigortalısı olabilmesi için gelir vergisi mükellefi olması gerekmektedir. Ancak davacının gelir vergisi muafiyeti bulunduğu için, Mahkeme davacının sigortalı sayılmadığı döneme ilişkin prim borcunu ödemesinin yeterli olmadığına hükmetmiştir. Karar temyiz edilerek, Yargıtay görüşüne göre, primleri ödeyen vatandaşların sigortalı sayılmama durumunun bağdaşmadığı düşünülmüştür. Bu nedenle, davacının sigortalı sayılıp sayılamayacağı belirlenirken, davacının prim borcunun çıkarıldığı tarih itibariyle hesaplanması gerekmektedir. Mahkemenin kararı, yeterli bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın verildiği için bozulmuştur. Kanun maddeleri; 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi, 2654 sayılı Yasa, 3165 sayılı Yasa, ve 4956 sayılı Yasa'dır.
Davacı, 26.05.1986-11.06.1992 tarihleri arası bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının 26.05.1986-11.06.1992 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabii zorunlu sigortalı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının verdiği 21.02.1985 tarihli giriş bildirgesi üzerine 01.02.1985 tarihi itibariyle kayıt ve tescil edildiği, 01.02.1985- 26.05.1986 tarihleri arasında vergi kaydı, 15.02.1993 tarihinden oda kaydının ve17.06.1992 tarihinden itibaren de sicil kaydının bulunduğu ve davacının davalı Bağ-Kur’un kendisini sigortalı saymadığı döneme ilişkin süreye yönelik primlerini ödediğini ileri sürmektedir. Gerçektende davacının 15.04.1992 tarihinde 1992 yılındaki aftan da yararlanarak toptan prim ödemesi yaptığı anlaşılmakta ise de davacının yaptığı prim ödemelerinin hangi sürelere ilişkin olduğu konusunda bir açıklık bulunmayıp mahkemece de bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmış ancak alınan raporun hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından yapılan prim ödemeleri, Bağ-Kur’un sigortalı saymadığı döneme ilişkin ise; primleri tahsil eden ve uzun yıllar bu primi kullandıktan sonra primi yatırılmış süreyi sigortalı süresinden saymayan Kurum işlemi Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığından Kurum işlemini geçerli saymak mümkün değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1.10.1997 gün, 1997/10-578. 1997/758 K sayılı kararı da bu yöndedir. Yapılacak iş;davacının sigortalı sayılmadığı döneme ilişkin prim borcu 1992 tarihinde çıkarılan af yasası da dikkate alınarak 15.04.1992 tarihi itibariyle hesaplanarak ,bu tarihte yapılan ödemenin , geçmişe dönük alınıp alınmadığı, alınmış ise hangi süreleri kapsadığı bilirkişi aracılığı ile tesbit edilerek yapılan ödemelerin davacının zorunlu sigortalılık şartlarını taşımadığı uyuşmazlık konusu döneme ilişkin süreyi kapsadığının saptanması halinde davacının bu dönemde 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı saymaktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve teknik inceleme yapılmaksızın sadece hatalı hukuki yorum yapılan yetersiz bilirkişi raporu dayanak alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 05.06.2007gününde oybirliğiyle karar verildi.