MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 101 ada 28, 29, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38 ve 39 parsel sayılı 10.418.81; 10.380.73; 11.206.74; 4.129.29; 1.507.00; 21.681.90; 3.084.89; 49.540.75; 29.976.95 ve 2.526.41 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar; Hazineye ait toprak tevzi parselleri kapsamında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş; beyanlar hanesinde ise ... çocukları ... ve ... ’ların işgalinde olduğu belirtilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne kadastro tespitlerinin iptaline, 28, 29, 32, 33 parsel sayılı taşınmazların tarla; 34, 35, 36, 37, 38 ve 39 parsel sayılı parsellerin ise çayır vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına toprak tevzii çalışmalarının yapıldığı 1966 tarihine kadar zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.Davalı Hazine 05.04.2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, çekişmeli taşınmazların toprak tevzi çalışmaları sonucunda Hazine adına tapuya tescil edilen yerlerden olduğunu savunarak dilekçesine ekli olan 26.12.1966 tarihli tapu kayıtlarına dayandığı halde,davalı Hazinenin tutunduğu tapu kayıtları uygulanmamış; Çekişmeli 101 ada 28, 29, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarında sırasıyla 36, 37, 38, 33, 32, 35, 34, 28, 31 ve 486 sayılı toprak tevzi parselleri olduğu belirtilmiş olup, bu parsellere ilişkin belirtmelik tutanaklarının incelenmesinde, meradan açılma yer oldukları belirtildiği halde çekişmeli taşınmazların öncesinin mera olup olmadığının tespiti bakımından komşu köylerden tarafsız, olabildiğince yaşlı ve davada yararı bulunmayan mahalli bilirkişiler tespit edilerek taşınmaz başında dinlenmesi ve ziraatçi bilirkişiden taşınmazın niteliği, meradan açma olup olmadığı hususlarında rapor alınması gerekirken mahkemece bu hususlara riayet edilmemiş, taşınmazın bulunduğu köyden mahalli bilirkişi
dinlenmiş, ziraatçi bilirkişinin belirtilen hususlarda yeterli olmayan raporu ile hüküm kurulmak suretiyle yöntemince mera araştırması yapılmadan karar verilmiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, sağ olmaları halinde belirtmelik bilirkişileri ile üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde çekişmeli taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından önce ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların öncesinin mera olup olmadığı hususunda maddi olaylara dayalı her bir taşınmaz yönünden ayrı ayrı ve ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, 3 kişilik uzman ziraatçı bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların niteliğini bildiren, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü; öncesinin mera mı, tarım arazisi mi olduğunu açıklayan, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisinden toprak tevzi paftası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmış ve keşfi takibe elverişli Hazine tapularının çekişmeli taşınmazlara uyup uymadığını irdeler şekilde krokili, ziraatçı bilirkişi kurulundan ise çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerini ortaya koyan, mera vasfında olup olmadıklarını izah eden rapor alınmalı, bundan sonra Kadastro Kanunu"nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere uygun olmayacak şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.