Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalı birliğe ait gayrimenkulün yapılan ihale neticesinde müvekkili H.. T..’e ihale olunduğunu, müvekkilinin ihale şartnamesi uyarınca kesin teminat tutarı olan 30.130 TL’yi davalının hesabına yatırdığını, davalının kendisi ile sözleşme yapması için davet bekleyen müvekkilinin gayrimenkulün başka bir kişiye satıldığını öğrendiğini, bu nedenle ödenilen 30.130 TL"nin tahsili için başlatılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı birlik, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına, faizin asıl alacak üzerinden yürütülmesine, İİT.nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, nedensiz zenginleşmeye dayanan iade davasıdır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK.nun 101.maddesi uyarınca; davalının, takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda, davaya (ve takibe) konu bedelin ödendiği tarih ile takip tarihi arasındaki dönem için talep edilen işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin devamına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bundan ayrı, davacı taraf tacir olmadığı gibi yapılan satış işlemi de ticari nitelikte değildir. Bu nedenle, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, reeskont faizi yürütülmesine ilişkin talebin kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.