18. Ceza Dairesi 2019/20694 E. , 2020/7290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Yaralama, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Suça sürüklenen çocuğa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi başkaca hukuka aykırılığa rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK’nın 125/4. maddesi gereğince 1/6 yerine ¼ oranında arttırım yapılması nedeniyle netice adli para cezasının fazla tayini,
Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz iddiaları yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, netice adli para cezasının “4.700 TL” ye indirilmesi suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Görevi yaptırmamak için direnme ve yaralama suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz talebine gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Ceza Genel Kurulunun 12/03/2013 gün ve 1515–202 ile 21/12/2010 gün ve 230–264 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı gibi, kesin nitelikteki hükümler ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermek şartıyla, suç vasfına yönelik ya da suç niteliği doğru belirlenmesine rağmen yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırı içinde kalan cezaların verildiği hükümlere karşı yapılan aleyhe başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, Yerel mahkemece sanık hakkında yaralama suçundan 5237 sayılı Kanunun TCK 86/2, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince doğrudan verilen 1.320 Türk lirası adli para cezası, karar tarihi de göz önünde bulundurulduğunda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 305. maddesi gereğince kesin nitelikte bulunmaktadır. Ancak Yerel Mahkemece yaralama eyleminin, görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olduğu gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülmüştür. Bu nedenle kesin nitelikteki yaralama suçuna ilişkin hükmün temyiz incelemesine tabi olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Polis memuru olan müşteki Ahmet Kotan’ın kavga ihbarı nedeniyle gittiği olay yerinde suça sürüklenen çocukların hırsızlık olayına karıştığı iddiası üzerine iddiayı araştırmak ve tespit etmek için suça sürüklenen çocuk ... ve temyiz dışı suça sürüklenen çocuk ...’nın yanına yaklaştığında kendisine saldırarak yaraladıkları, sonrasında yardım etmek amaçlı olaya dahil olan diğer polis memurlarından müşteki ...’ın suça sürüklenen çocuk ...’u ekip aracına bindirmek istediği sırada suça sürüklenen çocuğun elinde bulunan demir küllük ile müşteki ...’ı yaralaması biçiminde gerçekleşen eylemlerinin, bir bütün halinde TCK"nın 265/1-3-4 ve 43/2. maddelerinde düzenlenen silahla ve birden fazla kişiyle birlikte birden fazla görevliye yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden görevi yaptırmamak için direnme ve yaralama suçlarından ayrı hükümler kurulması,
Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.