8. Hukuk Dairesi 2014/14666 E. , 2015/22642 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
... ve ... aralarındaki Katılma Alacağı davasının reddine dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi"nden verilen 07.01.2014 gün ve 1345/7 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu davalı adına kayıtlı taşınmazın yarı hissesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bu talep mümkün görülmediği takdirde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak taşınmazın yarı bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; taşınmazın tamamının bedelinin davalının babası tarafından ödendiğini, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Diger temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 24.08.2003 tarihinde evlenmiş, 25.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 08.03.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 23 nolu mesken, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 09.02.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalının babası tarafından bedeli ödenerek alınmış olduğu ve TMK md 220/1. f. 2b gereği davalının kişisel malı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; gerekçe dosyadaki bilgi ve belgelerle uyuşmamaktadır. Mevcut belgelere göre taşınmazın taraflarca kabul edilen 54.500,00 TL olan satış bedelinin, 40.000,00 TL"sinin 04.02.2009 tarihli ... Bankası dekontunda yazdığı üzere davalının babası Niyazi tarafından taşınmazı satan dava dışı Hasan"ın hesabına gönderildiği, buna karşın kalan 14.500,00 TL"nin ise davalı tarafından taşınmazı satan şahsa gönderildiğinin 13.02.2009 tarihli ... Bankası dekontundan anlaşılmasına göre, ödenen 14.500,00 TL"nin edinilmiş mal olduğunun kabulü ile yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek oranlama yapılmak suretiyle davacı lehine katılma alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın tümden reddine karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1). nolu bentte gösterilen nedenle reddine taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.