21. Hukuk Dairesi 2006/6524 E. , 2007/9046 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Sivas İş Mahkemesi
Tarih : 13.03.2006
No : 332-102
Davacı, Kurum tarafından resen tahakkuk ettirilen prim borcunun ve ferilerinin iptaliyle, borcu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacı şirketin yapımını üstlendiği K.Termik Santrali 2. Ünite Soğutma Kulesi yapımı işinde eksik işçilik bildirildiği gerekçesiyle davalı Kurumca prim ve gecikme zammı tahakkukuna ilişkin işlemin iptali istemine ilişkin olup yargılama sırasında bu para davalı Kurumca tahsil edildiğinden davacı davalı Kuruma ödediği 11.060 YTL.’nin davalı Kurumdan ödeme tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte istirdadını talep etmiştir.
Mahkemece davalı Kurumun prim ve gecikme zammı tahakkukuna ilişkin işleminin iptaline, davacının davalı Kuruma borçlu bulunmadığının tesbitine karar verilmiştir.
Gerçekten, 506 sayılı yasada yeni düzenlemeler getiren 4958 sayılı yasadan önce kurumun ölçümlemeye dayanak aldığı yasal düzenlemelerin ortadan kaldırıldığı hususu açıktır. Gerek 3917 sayılı yasa ve gerekse bu yasayla öngörülen ölçümlemeye ilişkin esaslar yerine yeni düzenleme getiren 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin hükümleri geçerliliğini yitirmiştir. Ne var ki, bu hukuksal boşluk, kurumun yapılan işler ile buna bağlı bildirilmesi zorunlu işçilik miktarları üzerinde denetim ve prim saptama yetkisini ortadan kaldırmamıştır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.11.2001 günlü, Esas: 2002/965, Karar: 2001/1038 sayılı kararı da aynı yöndedir. 506 sayılı yasanın 79. maddesi ve diğer hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Kuruma kendisine bildirilen veya bildirilmeyen işçilik yönünde inceleme yetkisi açıkça verilmektedir. Kaldı ki, 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı yasadan önce durum bu merkezde olduğu gibi, 4958 sayılı yasanın 37. ve 49. maddeleri gereğince de kurumun ölçümleme hakkının bulunduğu ortadadır. Mahkemece bu doğrultuda işin esasına girilmesi doğru ise de, eksik araştırma ve inceleme ve hatalı değerlendirme ile verilen hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık A.İnş.Taah. Gıda Teks.Tur.ve Otom.San. ve Tic. Ltd Şti. tarafından düzenlenen 23.10.2002 tarihli 17716 nolu 30.696,50 YTL. Tutarlı faturanın bu işle ilgili olup olmadığı, adı geçen şirketin faturaya konu iş için davalı Kurma işçilik bildiriminde bulunulup bulunulmadığı noktasındadır. İtiraz Komisyonu 23.02.2004 tarihli kararında müfettiş tarafından düzenlenen Kayıt İnceleme Tutanağında tutanağa geçirilen faturaların dışında başkaca faturalı ödemeye rastlanılmadığı tesbit edildiğinden ve bu tutanak davacı şirket yetkilisi tarafından imzalandığından tutanağın aksi ispat oluncaya kadar geçerli olacağından davacı şirketin itirazının reddine karar vermiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden müfettişin Kayıt İnceleme Tutanağını 06.09.2002 tarihinde düzenlediği, müfettişe ibraz edilen faturalar arasında bu faturaların bulunmadığı faturanın kayıt inceleme tutanağının tutulduğu tarihten sonra tanzim edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan ve yapılan keşif sonucu düzenlenen 28.12.2005 tarihli bilirkişi raporunda bu faturanın sigorta müfettişi tarafından düzenlenen 21.11.2003 tarihli rapordan önce tanzim edilmesine rağmen müfettiş raporunda nazara alınmadığı, bu fatura hesaplara intikal ettirildiği takdirde eksik işçilik bildirimi çıkamayacağı, faturada yazılı işin yapıldığının yerinde tesbit edildiği bildirilmişse de bilirkişiler tarafından bu faturanın faturayı düzenleyen A.İnşaat Taahhüt Gıda Tekstil Ltd. Şirketinin ve davacı şirketin ticari defterlerinde yer alıp almadığı, faturayı düzenleyen şirketin bu iş nedeniyle davalı Kuruma işçilik bildiriminde bulunup bulunmadığı konusunda bir inceleme yapılmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş, bilirkişi heyetine yukarıda açıklanan konular da inceleme yaptırılarak ek rapor almak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olmuştur.
Diğer yandan davalı Kurumca tahakkuk ettirilen ek prim ve gecikme zammı davacı şirket tarafından ödenip davacı,, ödenen paranın faiziyle davalı Kurumdan istirdadını talep ettiği halde davacının istirdat istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da mahkemenin kabulüne göre hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.