19. Ceza Dairesi 2019/2400 E. , 2019/5494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1-5237 sayılı TCK"nun 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
2-Suçtan zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı olmayan TAPDK lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan,
1- Hükümden TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine ""24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresi yazılmak, hak yoksunluklarına ilişkin fıkradaki “Şartla tahliye tarihine kadar ise Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına” ibaresi çıkarılarak, yerine “sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan şartla salıverilme tarihine kadar, alt soyu dışındakiler yönünden infaz tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ ibaresinin eklenmesi,
2- Hükümden TAPDK lehine vekalet ücretine hükmedilen kısmın çıkartılması,
Başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün, tebliğnameye aykırı olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/03/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY
Dairemizin 26/02/2019 tarih ve 2019/1586 Esas, 2019/4829 Karar sayılı karşı oy yazımızda gerekçeleri ayrıntılı olarak belirtildiği üzere;
Hukuk devletinde asıl olan adil yargılanma hakkı çerçevesinde sanığa haklarını öğretme yükümlülüğünün adli makamlarca usulüne uygun şekilde yerine getirilmesidir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlıkta, sanığa ele geçen gümrük kaçağı eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katını ödemesi halinde 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma imkanı bulunduğunun mahkemece usulüne göre açıklanması, sanığa haklarının öğretilmesi gereklidir.
Eğer sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulansa idi; fiiline uyan 5607 sayılı Kanun"un 3/18, 5/2. maddeleri gereğince hükmolunacak ceza, hükmün açıklanmasının ertelenmesi veya hapis cezasının ertelenmesi gibi lehe hükümlerin uygulanması sonucuna varılmasını sağlayabilecek idi. Açıklanan sebeplerle, sanığa haklarının adli makamlarca usulünce öğretilmesi gereklidir. Bu bağlamda dosya içinde yer alan ve davanın tarafı Gümrük İdaresi tarafından düzenlenen KEMT varakasından sanığın eşya değerini bilebileceği ve isterse bu değerin iki katını ödeyerek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabileceği şeklindeki bir düşünceyi adil yargılanma hakkı ile bağdaştırmak güç gözükmektedir.
Açıklanan sebeplerle Sayın Çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.
Dr. ...
Muhalif Üye