Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/6249 Esas 2017/6446 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6249
Karar No: 2017/6446
Karar Tarihi: 15.11.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/6249 Esas 2017/6446 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/6249 E.  ,  2017/6446 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

    Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından vekalet ücretine hasren yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Dava, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.
    Davacı, çekişme konusu 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazların maliki olan ...’in baba isminin tapu kaydında yazılmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece "...Bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden itibaren, ilgililerin idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmeden doğrudan mahkemede dava açmaları halinde, davayı açmakta haklı olduklarını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 331/1. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 6. maddesi gözetilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı ... yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bozma kararına uyulması halinde bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur. Bu durum usuli kazanılmış hakkın bir sonucu olup re"sen gözetilmesi gerektiğinde kuşku yoktur.
    Ne var ki; mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma ilamının gereğinin yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki; bozma ilamında davanın reddedilmesi karşısında davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine değinilmiş, ancak mahkemece bozmaya uyulmasına karşın davalı yararına vekalet ücreti hükmolunmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
    Hâl böyle olunca, mahkemece önceki bozma kararında değinilen ilkeler çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeksizin yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.