8. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2502 Karar No: 2020/15337 Karar Tarihi: 09.09.2020
6136 sayılı Yasaya aykırılık - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/2502 Esas 2020/15337 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 6136 sayılı yasaya aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine karar vermiştir. Sanık müdafilerinin temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır. Karşı oyda Anayasa Mahkemesi'nin ve AİHM Büyük Dairesi'nin ceza miktarını azaltan yargılama usulü kurallarının fail lehine geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği belirtilerek, kanunilik ilkesine tabi olunması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise 6136 sayılı yasa ve 5271 sayılı CMK'nın geçici 5. maddesi ile AİHS'nin 7. maddesidir.
8. Ceza Dairesi 2020/2502 E. , 2020/15337 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafilerinin, usul ve yasaya aykırı karar verildiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 09.09.2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(K.D)
KARŞI OY
Anayasa Mahkemesi"nin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas - 2020/33 Karar sayılı kararı ve AİHM Büyük Dairesinin 17.09.2009 tarihli ve 10249/03 başvuru sayılı Scoppola/İtalya kararının 110 ila 113. prağraflarında da belirtildiği gibi ceza miktarını azaltan yargılama usulü kurallarının fail lehine geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği ve sözleşmenin 7. maddeki kapsamında kaldığı kabul edilmiştir ve bunun sonucu olarak da 5271 sayılı Kanunun 5. maddesi, sanığa verilecek sonuç cezayı etkileyecek nitelikte olması nedeniyle bir maddi hukuki kuralı gibi Anayasa"nın 38. maddesinde ve AİHS’nin 7. madddesinde belirtilen "Kanunilik ilkesine" tabi olmalıdır. Kanunilik ilkesinin temel hak hürriyetler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıkça belirtilmiş olup bu konuda doktrinde ve uygulamada da görüş aykırılığı bulunmamaktadır. Anayasanın 90/son maddesine göre "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır." Anayasanın 90/son. maddesi uyarınca yukarıda belirtildiği gibi temel hak ve özgürlüklere ilişkin olan 5271 sayılı CMK.nın geçici 5. maddesi ile AİHS"nin 7. maddesi farklı bir düzenleme içermekte olup, AİHS"nin 7. maddesinin failin lehine hükümler içerdiğinde kuşku yoktur. Bu durumda; Anayasanın 90/son maddesi uyarınca; sanığın lehine farklı hükümler içeren AİHS"nin 7. maddesine göre maddi hukuka ilişkin sonuçlar doğuran CMK.nın 251. maddesinin uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunduğundan bozma kararı verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama yönündeki kararına bu yönüyle iştirak etmiyorum. 09.09.2020