14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1633 Karar No: 2015/3772
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1633 Esas 2015/3772 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/1633 E. , 2015/3772 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.05.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, murisi ..."in 17.01.2011 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, annesi ..."in 12.01.1988 tarihinde, babası ..."in 25.02.1994 tarihinde vefaatı ile geriye yasal mirasçı olarak kardeşi ... ve kendisinin kaldığını, murisinin hayatta iken harcamaları ve ticari işleri sebebiyle yüklü miktarda borcu bulunduğunu belirterek mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının murisi ..."in terekesinin borca batık olduğunun ve davacı tarafından mirasının hükmen reddedildiğinin tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK. m. 605/2) Davaya konu olayda borcun murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı ve temsilcisi olduğu limited şirketin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.7.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi gereğince limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Aynı Kanuna 25.5.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen mükerrer 35. maddesi gereğince de; tüzel kişilerin malvarlığından tamamen veya kısmen
tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin “ortağı” ve “temsilcisi” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya; “temsilcisi” olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; miras bırakanın, “ortağı” ve “yasal temsilcisi” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacının borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi; aksi halde murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere , 07.04.2015 oybirliğiyle karar verildi.