17. Hukuk Dairesi 2016/16068 E. , 2018/10767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, bisiklet kullanan müvekkillerinin desteği ... "ya çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş Fatma için 5.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi, davacı ... için 3.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi, davacı ... için 5.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın 23.08.2010 kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, 16/05/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini eş Fatıma için 26.958,79 TL’ye yükseltmiş, 05/04/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini eş Fatıma için 33.690,65 TL, Enis için 5.688,07 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... için 33.690,65 TL, Emrah için 850,04 TL, Enis için 5.688,07 TL maddi tazminatın, davalı ... için dava tarihinden, diğer davalılar için olay tarihi 23/08/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınıp (Sigorta"nın sorumluluğunun poliçedeki ...
teminat limiti ile sınırlı olarak), bu davacılara verilmesine, davacılardan Emrah için fazla talebin reddine, davacı ... için 10.000,00 TL, Enis için 7.500,00 TL, Emrah için 7.500,00 TL takdir edilen manevi tazminatın, davalılardan Halil ve Özlem"den olay tarihi 23/08/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınıp, davacılara verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine, davalı ..."nden talep edilen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bozma ilamına uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, mahkemeye de bozma gereklerini tam anlamıyla yerine getirme yükümlülüğü doğar.
6100 sayılı HMK"nin 107/I. maddesi “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere belirsiz alacak davası, davacının, davada talep edeceği miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin objektif şekilde imkansız olması ya da bunun kendisinden beklenememesi halinde mümkündür. Davacı dava tarihinde davanın miktarını tam ve kesin olarak biliyorsa veya bunu bilebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açılamaz.
Gerek HUMK. 83 ve devamı maddesi gerekse 6100 sayılı HMK"nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. HUMK"nın 83. (6100 sayılı HMK m. 176), maddesinde ise ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltilmesidir. Islahın amacı, yargılama süresinde, şekli ve süreye aykırılık sebebi ile ortaya çıkacak maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmaktır. Ancak, açık bir irade beyanı ile terk edilen haklar maddi gerçeğin şekle feda edilmesi gibi bir sonuç doğurmadığı için, ıslah konusu olamaz. Bununla birlikte talep miktarı ıslah ile
... arttırılabilecektir. Ancak taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
Somut olayda davacılar açmış oldukları kısmi davada fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı Fatma için 5.000,00 TL maddi, davacı ... için 3.000,00 TL maddi, davacı ... için 5.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, 16/05/2014 tarihli birinci ıslah dilekçesi ile talebini davacı ... için 26.958,79 TL’ye yükseltmiş, mahkemenin 12.6.2014 tarihli ilamı ile davacı ... için 26.958,79 TL, Emrah için 850,04 TL, Enis için 850,04 TL maddi tazminata hükmedilmiş, hükmün davacılar ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz’in 04/06/2015 tarih ve 2014/21344-2015/8273 sayılı ilamı ile davalılar ... ve Halil’in tüm temyiz itirazları, davacıların sair temyiz itirazları reddedilerek hükmün davacılar lehine bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sırasında 05/04/2016 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile davacılar maddi tazminat talebini davacı ... için 33.690,65 TL, Enis için 5.688,07 TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu bu kez ikinci ıslah dilekçesi de gözetilerek davacı ... için 33.690,65 TL, Enis için 5.688,07 TL, Emrah için 850,04 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Oysa ki uyulmasına karar verilen bozma ilamının kapsamı sadece tüm davacılar hakkındaki manevi tazminat ve davacı ... hakkındaki maddi tazminatla sınırlıdır. 12.6.2014 tarihli yerel mahkeme ilamı ile davacılar Emrah ve Fatıma yararına hükmedilen maddi tazminat miktarları kesinleşerek davalılar için usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu durumda mahkemece bozma kapsamı dışında kalmakla davacılar Emrah ve Fatıma hakkındaki maddi tazminat yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken tekrardan tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 04.02.1948 tarih ve ... E.-1948/3 K. sayılı İBK"nın değiştirilmesinin gerekmediğine ve bozma kararı sonrasında ıslah yapılamayacağına ilişkin 2015/1 E.-2016/1 K. sayılı ve 06.05.2016 tarihli İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul Kararı ve anılan kararın kanun gücünde bağlayıcılığı olduğu, yine kısmi davada ancak bir kez ıslah yapılabileceği hususları gözetildiğinde, mahkemece davacılar Enis ve Fatıma yönünden ikinci ıslah dilekçesine göre hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle davacılar hakkındaki maddi tazminat hükümlerinin BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."na geri verilmesine 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.