Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/11301
Karar No: 2007/8904
Karar Tarihi: 31.05.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/11301 Esas 2007/8904 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Diyarbakır İş Mahkemesi'nde görülen bir hizmet tesbiti davasında, davacı 1994'ten itibaren davalı işveren nezdinde çalıştığının tesbit edilmesini istemiştir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı işveren temyiz etmiş ve davanın sonucunun gerçek hasma husumet yöneltildiği MEB'a göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Bu karar, Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesi ve MEB'nin görevleri hakkında kanun ve yönetmeliklere dikkat çekmiştir.
Kanun maddeleri:
- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesi
- 3797 sayılı MEB'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 37. maddesi
- MEB. Öğretmenevleri, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulları, Öğretmen Lokalleri ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nin 6. maddesi.
21. Hukuk Dairesi         2006/11301 E.  ,  2007/8904 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi      : Diyarbakır  İş Mahkemesi
    Tarih                : 07.06.2006
    No                    : 911-348  

    Davacı,  01.11.1994 tarihinden itibaren davalı işveren nezdinde çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Davacı, Diyarbakır Valiliği ve Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine açtığı davada, D. Öğretmenevi’nde 01.11.1994 tarihinden itibaren hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hizmet tesbiti davaları sonuçta, tesbiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Hal böyle olunca da bu tür davalarda gerçek işverenin de taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/21-1241, K.2000/1236 sayılı kararı da aynı esasları içermektedir. 
    3797 sayılı M.E.B.’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 37. maddesinin a) bendine göre M.E.B.nın birimlerinden olan Öğretmenevi Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın görevleri arasında öğretmenevleri, öğretmen lokalleri, öğretmen eğitim merkezi ve tatil köyleri ile diğer sosyal tesisleri açmak, kurmak, bu tesislerin yönetimi ile ilgili hizmetleri düzenlemek ve yürütmek bulunmaktadır. Ayrıca, M.E.B. Öğretmenevleri, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulları, Öğretmen Lokalleri ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre, öğretmenevi/öğretmenevi ve akşam sanat okulları, sosyal tesisler ile öğretmenevi/öğretmenevi ve akşam sanat okullarına bağlı olarak öğretmen lokali, milli eğitim müdürlüğünün teklifi, valiliğin uygun görüşü ve bakanlık onayı ile açılır ve kapanır. Bu durumda, öğretmenevleri M.E. B.’na bağlı olduğundan, öğretmenevinde geçen hizmetlerin tesbiti davasının da M.E. B.aleyhine açılması gerekmektedir. Hal böyle olunca, dava ekonomisi, hizmet tespiti davasının Anayasa’da ifadesini bulan temel haklardan sosyal güvenliğe ilişkin oluşu, davacının dava dilekçesinden anlaşılan iradesi dikkate alınarak, bu eksikliğin (hatanın) mahkemece doğrudan (resen) dikkate alınıp, gerçek hasma husumetin yöneltilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 
    Mahkemece yapılacak iş, M.E.B.’na husumetin yöneltilmesini sağlamak, M.E.B.’nın gösterdiği deliller toplanmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
     O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
     SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 31.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi