10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8172 Karar No: 2017/5522 Karar Tarihi: 06.07.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/8172 Esas 2017/5522 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/8172 E. , 2017/5522 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, talep tarihindeki borçlanmaya esas prim üzerinden, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, borçlanma talebi yönünden, davacının izinle Türk vatandaşlığından çıkmadan önceki ve 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurtdışında ev kadını olarak geçen süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine yönelik infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmelidir. 2- Davacı, talep tarihindeki prim üzerinden borçlanma talebinde bulunduğu, bilahare yargılama devam ederken talebini daraltarak 13.10.2014 tarihli borçlanma talep tarihindeki prim üzerinden borçlanabileceğinin tespitini talep etmiş ise de, Mahkemece, bu konuda olumlu ve olumsuz karar verilmemiş olması hatalı olup, Mahkemece, temyiz eden sıfatı göre, davalı Kurum yönünden oluşabilecek yargılama gideri ve vekalet ücreti hususuda gözetilerek bu konuda karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.