16. Hukuk Dairesi 2017/5364 E. , 2017/7796 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı ...’in 3/20 hisse ile paydaş olduğu eski 2486 parsel sayılı 10.831,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1499 ada 12 parsel numarasıyla ve 9.878,70 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 2485 parsel sayılı 6.498,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1499 ada 11 parsel numarasıyla ve 7.249,72 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında paydaşı olduğu 1499 ada 12 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ayrıca taşınmazın, davalı adına kayıtlı bulunan 1499 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ile olan ortak sınırının yanlış belirlendiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 1499 ada 11 ve 12 nolu uygulama parsellerinin 21.05.2012 ve 24.10.2014 tarihli bilirkişi kurulunun raporunda (C) harfi ile gösterilen 64,54 metrekarelik bölümün 1499 ada 11 nolu parsel sayılı taşınmaza eklenerek, 1499 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 7.314,27 metrekare, 12 parsel sayılı taşınmazın 9.814,16 metrekare yüzölçümlü olarak tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna karşı, davacıya ait taşınmaz ile davalıya ait taşınmaz arasındaki sınırın yanlış belirlendiği, bu sebeple davacıya ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiası ile açılmış olup, kayıt maliklerinin tamamının hukukunu ilgilendiren nitelikte bir davadır. Dava dilekçesinin içeriğinden ve davacının yüzölçümünde eksilme olduğunu iddia ettiği eski 2486, yeni 1499 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından, davacı ...’in taşınmazda 3/20 oranında paydaş olduğu, taşınmazda müşterek malik olan davacı dışında başka paydaşların da bulunduğu ve davanın, malik olan tüm paydaşlar adına açıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davanın yukarıda açıklanan niteliği itibariyle, dava sonunda müşterek maliklerin tamamının hukukunun etkilenecek olması nedeniyle davacıya diğer paydaşların davaya katılımını sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, verilen süre içerisinde bu eksikliğin tamamlanmaması halinde yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.