8. Hukuk Dairesi 2018/2931 E. , 2019/1197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
.K. A R A R
Davacı ... Belediye Başkanlığı vekili, dava dışı Osman Yıldırım mirasçıları olan davalılar işgalindeki 1587 sokak 2 nolu gecekondu için 81126 parselasyon planıyla imar gereğince ecrimisil alınmasına karar verildiğini, kıymet takdir komisyonunun 03/12/2007-03/12/2012 tarihleri arası için 10.980,00TL ecrimisilin ödenmesine karar verdiğini, davalı yana tebligat yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, tahsil için icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine itiraz eden borçlular yönünden davanın kabulüne, itirazın iptaline, davalının %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapusunun davacı adına olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olayda, dosya içerisinde bulunan İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 25.01.2013 tarihli yazısında, 256 parselin yüzölçümünün 12480 m2 olduğu, 9827 m2’sinin Karakusunlar 1. Etap imar planına ait 81126 nolu parselasyon planı ile düzenlemeye alındığı, 3439 m2’sinin düzenleme ortaklık payı olarak kesildiği, geriye kalan 6388 m2’sinin muhtelif imar parsellerine tahsis edildiği, 256 parselin harman yeri olması sebebiyle ... adına tescilinin sağlandığı, dava dışı Osman Yıldırım’ın yapısının bulunduğu alanın plan gereği yol ve yeşil alan olduğunun belirlendiği; Emlak ve İstimlak Müdürlüğü’nün 11.02.2013 tarihli yazısında dava dışı Osman Yıldırım’ın imar affı başvurusunda bulunduğu, 81126 nolu imar planıyla kısmen ...-... yolu bağlantısı üzerinde, kısmen de yeşil alan üzerinde kalan gecekondunun mülkiyetinin ... adına tescilli alanda kalması sebebiyle 2981 sayılı Yasa kapsamında hak sahipliliği ve arsa tahsis işleminin yapılmadığı belirtilmiştir. Ancak dava konusu taşınmazın bulunduğu 256 parsele ilişkin tapu, çap ve imar planı kayıtları dosya içerisine alınmamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu, çap imar planı kayıtları, parselasyon çalışmasına ilişkin tüm bilgi ve belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya kapsamında iddia ve savunmalar çerçevesinde, gerektiğinde taşınmaz başında keşif yapılarak, toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.