Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/11051
Karar No: 2007/8803
Karar Tarihi: 29.05.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/11051 Esas 2007/8803 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığının tespit edilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacının çalışmalarının varlığı kanıtlanmadığı için kararın temyizen incelenmesi sonucu, temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur. Söz konusu karar 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79/10. maddesine dayanmaktadır. Bu maddeye göre, sigortalıların işverenin belge vermediği veya çalıştığı kurumun tespit etmediği çalışmalarının ispatlamaları halinde, hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içinde dava açmaları durumunda bu çalışmaları geçerli sayılacaktır. Mahkeme, somut olayda çalışmanın varlığının yöntemince kanıtlanmadığını belirterek, çalışmanın gerçek olup olmadığına dair araştırma yapılması gerektiğine hükmetmiştir. Bu araştırma sonucu, davacının çalışmalarının gerçek olduğu tespit edilirse, hak düşürücü süre olmadığı için isteğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak ise, davaya uygun işçilik alacağı taleplerinde başvuru süresi 2 yıl, iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak
21. Hukuk Dairesi         2006/11051 E.  ,  2007/8803 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi      : Balıkesir  İş Mahkemesi
    Tarih                : 01.06.2006
    No                    : 880-521  
     
    Davacı, davalı işveren nezdinde 01.01.1994-07.08.2004 tarihleri arası çalıştığının tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara,  toplanan delillere,  hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalıların  tüm, temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davacının temyizine gelince; Dava, davacının davalı işverene ait K.  Sağlık Ocağı işyerinde 1.1.1997-7.8.2004 tarihleri arasında geçen davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, beş yıllık hak düşürücü süre nedeniyle çalışmanın sona erdiği 7.8.2004 yılı sonundan başlayarak geriye doğru 5 yıllık süre yönünden 1.1.1999-7.8.2004 tarihleri arasındaki dönem için inceleme yapılarak davacının davalı K. Sağlık Ocağında  Mayıs 2001 –Nisan 2002 tarihleri arasında  28 gün ve 205,05 YTL. sigorta primine esas kazanç ile çalıştığının tesbitine, fazla istemin reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
    506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10.maddesinde, Yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalıların, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde dava açarak ispatlamaları halinde bu çalışmalarının nazara alınacağı belirtilmiştir.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.   
    Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme  dayanak alınan   tanıklar  davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan,  kayıtlara geçmiş kişilerden olmadıkları gibi; aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de değildir.
    Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya davalı sağlık ocağı tabipliğince 13.4.2002, 27.4.2002, 27.3.2002, 9.3.2002, 23.2.2002, 9.2.2002, 26.1.2002, 12.1.2002, 28.7.2001, 16.7.2001, 23.6.2001, 8.5.2001    tarihlerinde çalışması karşılığı ödemelerin yapıldığı görülmektedir.
    Gerçekten davacıya çalışmalarının karşılığı olarak ödenen ücretlere ilişkin gider makbuzlarının aralıklı düzenlenmesi davacının aralıklı çalıştığını göstermez.
    Yapılacak iş; davalı sağlık ocağında o tarihte başka temizlik işçisi olup olmadığı, davacının yaptığı temizlik işlerinin  mahiyetinin ne olduğu araştırılıp, devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı da  belirlenerek,  davacı ile aynı işyerinde çalışan kayıtlı tanıkların ve zabıta  marifetiyle tespit edilecek işyerine  komşu olan diğer işyerlerinde  çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davalıya ait işyeri dosyası, davacının talep ettiği sürelere ilişkin dönem bordroları ile  davacının imzalı ücret tediye bordrolarını dosyaya celbederek, davacının çalışmalarının devamlılık arzettiğinin ve kesintisiz olduğunun anlaşılması halinde davanın 18.11.2004 tarihinde açılmış olması karşısında hak düşürücü süreye uğramadığı davacının 23.02.2006 tarihli duruşmada talebinin 1997-2004 yılları arasındaki süreye ilişkin olduğunu ve dava dilekçesini bu şekilde ıslah ettiği yönündeki beyanı karşısında sosyal güvenlik hakkından feragat mümkün olmadığından davacının dava dilekçesinde " beş yıl geriye doğru hizmet tesbiti yapılması" şeklindeki açıklamasının sonuca etkili olmayacağı da gözetilerek  gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi