Davacı, 01.01.1998 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının işlenmiş faizin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine
2-Dava, davacının yaşlılık aylıklarının geç ödenmesi sebebiyle birikmiş faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yapılan incelemede davacının 30.12.1997 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddedildiği, açılan dava sonucunda mahkemece davacının 01.01.1998 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verildiği ve verilen kararın Yargıtay"ca onanmak suretiyle kesinleştiği, davacının davalı Kuruma verdiği birikmiş yaşlılık aylıklarını faiziyle birlikte ödenmesini istediği,, davalı kurumca birikmiş aylık alacağının 25.06.2005 tarihinde ödenmesine rağmen faiz alacağının ödenmediği ve bu davanın açıldığı görülmektedir.
Uyuşmazlık, birikmiş faiz alacağının hesabında uygulanacak yasal faiz oranının belirlenmesi noktasındadır.19.12.1984 gününde yürürlüğe giren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun, Mmurabaha Nizamnamesini yürürlükten kaldırarak bu tarihi kadar % 5 olan kanuni faiz oranını %30 olarak belirlenmiş, ancak Bakanlar Kuruluna bu oranı % 80"ine kadar artırma ve eksiltme yetkisi verilmiş, Bakanlar Kurulunca bu yetkiye dayanılarak 1.1.998 tarihinde kanuni faiz oranı %50"ye çıkartılmış, Anayasa Mahkemesi 15.12.1998 tarihli kararı ile 3095 sayılı Yasa"nın 1 ve 2. maddelerini iptal etmiş, karar 26.11.1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 6 ay sonra 26.5.2006 tarihinde yürürlüğe girmeden önce 15.12.1999 tarihli 4489 sayılı Yasa"nın 1. maddesi ile 3095 sayılı Yasa"nın 1. maddesi değiştirilerek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranını yasal faiz oranı olarak belirlemiştir. Ancak 1.4.2003 tarihinde itibaren uygulanan 2003 yılı Bütçe Kanununda ilgili Kanunda düzenleme yapılıncaya kadar Genel Bütçeye dahil daireler ile Katma Bütçeli idarelerin ilama bağlı kararları için 3095 sayılı Yasa"nın 1. maddesindeki kanuni faiz oranı 1.4.2003 tarihinden itibaren aylık %2,5 olarak, 2004 yılı Bütçe Kanununda %1.25 , 2005 yılı Bütçe Kanunu ile 1.1.2005 tarihinden itibaren aylık %1 olarak belirlenmiş, ancak Anayasa Mahkemesince 2003 ve 2004 yılı Bütçe Kanunlarındaki bu hükümler Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş, 2005 yılı Bütçe Kanunu ile ilgili iptal başvurusu hakkında henüz karar verilmemiştir. 5335 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa"nın 1. maddesi ile değiştirilmiş yasal faiz oranı 1.5.2005 tarihinden itibaren %12 olarak belirlenmiş, bu oran Bakanlar Kurulu Kararı ile 1.1.2006 tarihinden itibaren % 9"a indirilmiştir. Gerek 12. Hukuk Dairesinin oturmuş içtihatlarında gerekse Hukuk Genel Kurulu"nun 1.12.2004 tarihli 2004/12-667 Esas 2004/628 Kararında Bütçe Kanunundaki aylık faiz oranının sadece yerel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin ilama bağlanmış borçlarıyla sınırlı bir düzenleme getirdiği, bu nitelikte olmayan borçların kapsam dışı tutulduğu bildirilmiştir.
T.C. M. B. Başkanlığınca İskonto oranı 17.5.2002 tarihinde % 55, 14.6.2003 tarihinde % 50, 8.10.2003 tarihinde % 43, 15.6.2004 tarihinde % 38, 13.1.2005 tarihinde % 32 olarak tesbit edilmiştir.
Bu tesbitler karşısında yasal faiz oranlarının 19.12.1984 tarihine kadar %5, 20.12.1984- 31.12.1997 arasında %30, 1.1.998-14.12.1999 arasında %50, 15.12.1999-16.5.2002 arasında 60, 17.5.2002-13.6.2003 arasında %55, 14.6.2003-7.10.2003 arasında %50 8.10.2003-14.6.2004 arasında %43, 15.6.2004-12.1.2005 arasında %38, 13.1.2005 30.4.2005 arasında %32, 1.5.2005-.31.12.2005 arasında %12, 1.1.2006 tarihinden itibaren %9 olarak uygulanması gerekir.
İhtilaf konusu uyuşmazlıkta mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda birikmiş faiz hesabı yapılırken faiz oranlarını yukarıda açıklandiği şekilde değil Bütçe Kanunu ile belirlenen oranlar esas alınmak ve oranlar değiştiği halde temerrüt tarihi ile son ödeme tarihi arasındaki sürede temerrüt tarihindeki oran üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle faiz alacağının hatalı hesaplandığı görülmektedir. Bu raporun hükme dayanak alınacak içerikte olmadığı ortadadır.
Yapılacak iş; aktüerya hesabında uzman bir bilirkişi marifetiyle faiz alacağı hesabını yukarıda açıklanan oranlar ve esaslar dahilinde yeniden yaptırmak ve önceki raporda belirlenen rakamı geçmeyecek şekilde sonuca göre karar vermektir. .
Her ne kadar davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açmış olduğu Konya İş Mahkemesinin 2005/837 Esas 2006/67 Karar sayılı dosyasında da hatalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş ise de,anılan dosya Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş olması nedeniyle taraflar yönünden kazanılmış hak oluşturmamaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.