11. Hukuk Dairesi 2015/9808 E. , 2016/4410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/06/2015 tarih ve 2015/23-2015/252 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kullandığı krediler nedeniyle dosya masrafı, hizmet bedeli, kullandırım masrafı, yapılandırma masrafı, kredi ödeme değişiklik masrafı, ipotek masrafı vb adlarla yapılan kesintilerin haksız ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.814,00 TL"nin banka işlem tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan işlemin sözleşme ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, krediler ticari kredi olduğundan uyuşmazlıkta Tüketici Kanunun uygulanamayacağı, davalı bankanın masraf kesintilerinin haklılığını ispatlayamadığı, bu nedenle yapılan kesintilerin TBK"nin 20 ve 21. maddeleri uyarınca haksız şart olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 5.814,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının kullanmış olduğu ticari krediler nedeniyle dosya masrafı, hizmet bedeli, kullandırım masrafı, yapılandırma masrafı, kredi ödeme değişiklik masrafı, ipotek masrafı vb. adlar altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava konusu kredi sözleşmelerinin tümü 6098 sayılı TBK"nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 1. maddesinde düzenlenen ""Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse,
kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir."" hükmü uyarınca somut uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerekirken 6098 sayılı TBK"nın 20. ve 21. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılarak kesintilerin haksız şart niteliğinde olduğundan bahisle hüküm tesisi cihetine gidilmesi doğru olmadığı gibi, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde davalı banka tarafından kullandırılan kredi dolayısıyla masraf alınabileceğine dair hüküm olmakla birlikte, miktar ya da oran belirtilmediğinden, mahkemece dava konusu tüm kredi sözleşmeleri ekleri ile birlikte getirtilerek, kredi sözleşmesi hükümleri, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu ve ilgili yasal mevzuat çerçevesinde, davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre, bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan, dosya masrafı, hizmet bedeli, kullandırım masrafı, yapılandırma masrafı, kredi ödeme değişiklik masrafı, ipotek masrafı vb. adlar altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup, karşılaştırılarak, bankanın çeşitli isimler altında kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin sebebi, kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.