10. Hukuk Dairesi 2016/18515 E. , 2017/5489 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmadan sonra ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum, davalılar ... ve ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davada, bulvar üzerinde bulunan ekmek fırını yanındaki hafriyatın kepçe ile kamyona yüklenmesi sırasında, yola dik olarak park etmiş olan kepçe ile kamyona yükleme yapılması sırasında, yolun tek şeridi trafiğe açık olarak çalıştıkları sırada, düğün konvoyunun geçmesinden sonra, ekmek kasaları konarak yolun kapatıldığı, davalılar ... ve ...’un kasaları kenara alarak yoldan geçmelerinden sonra, geri geri gelerek ölen sigortalı ile kamyon şoförü ...’a yolu açmalarını söylemeleri üzerine tartışma çıktığı ve tartışmanın büyümesi sonucu çıkan kavgada sigortalı, kepçe operatörü ...’ın ölümü ile sonuçlandığı, davacı Kurum tarafından ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile, yapılan ödemelerin davalılardan tahsili talep edilmiştir. Davalılardan ... ise, sigortalının işverenidir.
Olay nedeniyle açılan ceza davasında, sanık davalı ... hakkında beraat kararı verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir. Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda ise davalılar ... %40, ... %20, ölen sigortalı %10, kamyon şoförü ... %5, hafriyat çalışmalarını işaretçi nezaretinde yaptırmayan, trafiği engellemeyecek şekilde daha geniş boşluk bırakarak kamyonun park etmesini sağlamayan, bu mümkün olmazsa ilgili kurum ve kuruluşlardan resmi müsaade alarak geçici bir süre için yolun trafiğe kapatılmasının sağlanmaması ve gerekli denetim ve gözetim eksikliği nedeniyle işveren ...’a da %25 kusur verilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Ayrıca Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır.
Dava konusu somut olayda, davalılardan ...’un eylemi ile ölüm olayı arasında neden-sonuç ilişkisi bulunmadığı yüksek yargı denetiminden geçen ceza dosyası sonucu belirlenmiştir. Bu sebeple söz konusu ölüm olayıyla ilgisi bulunmadığı belirlenerek beraat eden ...’a kusur verilmesi doğru değildir. Belirtilen durum ile hükmü temyiz etmeyerek davacı adına usuli kazanılmış hak doğmasına sebep olan davalı ...’ın durumu da göz önünde bulundurularak meydana gelen olay yeniden değerlendirilmeli, olaya karışan her bir şahsın kusur durumunun ayrıntılı olarak irdelendiği olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınarak ve dosya içinde bulunan kusur raporları arasındaki çelişkiler giderilerek hüküm kurulmalıdır. Bu sebeple belirtilen esasları taşımayan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı Kurum, davalılar ... ve ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ve ..."a iadesine, 06/07/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.