Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5592
Karar No: 2016/6500
Karar Tarihi: 08.06.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5592 Esas 2016/6500 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/5592 E.  ,  2016/6500 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..., davalılar ... ve ... ile aslî müdahil ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    2013 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun (5831 sayılı Kanunun 9. maddesi ile eklenen) geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında ... beldesi, ... mahallesi 169 ada 142 parsel sayılı 4387,97 m² yüzölçümündeki tarla vasıflı taşınmaz, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/858 Esasında dava konusu olduğundan sözedilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
    Davacı ... vekili dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını bildirdiği bir parça taşınmazın davacı tarafından 1979 yılında imar ve ihya edildiğini ve o tarihten itibaren davacının zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili 29.07.2009 tarihli dilekçesinde, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddi ile taşınmazın ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Asli müdahil davacı ... 18.10.2010 tarihli dilekçesinde; dava konusu yapılan taşınmazı uzun yıllar evvel imar ve ihya ettiğini, 6 yıl öncede iş makinesi ile içinde bulunan taşları temizlediğini, davacının taşınmazın, ancak, 500 m2"sini kullandığını açıklayarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile teknik bilirkişinin 22.12.2010 tarihli raporuna ek krokide (B) harfi ile gösterilen 4.218,02 m2"lik yer ve (A) harfi ile gösterilen 212,55 m2"lik yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aslî müdahilin davasının reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... vekili ve aslî müdahil davacı tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24/05/2012 tarih ve 2011/7696 E. - 2012/4795 K. sayılı kararı ile;
    “Yeniden yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklar HMK"nın 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, dava konusu taşınmazın kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve özellikle kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK"nın 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalıdır. Aynı
    keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve ne zaman kullanılmaya başladığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmelidir.
    Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu Kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Davacıya ilişkin olarak Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden zilyetliğe dayanarak tescil davası açıp açmadığı sorulmuş ise de, Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden sorulmamıştır. Belgesizden edinilen taşınmazlar olup olmadığının Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulup kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen miktar sınırlamalarının aşılıp aşılmadığı gözönünde bulundurulmalı, teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle krokide belirtilen taşınmazın tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığı, tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağından ve çifte tapunun önlenmesi bakımından Tapu Müdürlüğünden sorulmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunmasının usûl ve kanuna aykırı” olduğuna değinilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulmuştur.
    Davaya konu yer hakkında 169 ada 142 parsel numarası verilerek ve asliye hukuk mahkemesinde tescil davasına konu olduğundan sözedilerek malik hanesi açık bırakılıp kadastro tesbit tutanağı düzenlenerek mahkemeye gönderilmiş ve asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dava dosyası kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
    Kadastro mahkemesince müdahil davacının tescil talebinin reddine, davacının davasının kısmen kabulü ile davaya konu 149 ada 142 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfiyle gösterilen yüzölçümü 2825,85 m2 olan kısmın taşlık, çalılık vasfıyla ... adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen yüzölçümü 1558,12 m2 olan taşınmazın tarla vasfıyla ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ..., davacı ..., aslî müdahil ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1948 yılında ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile daha sonra 1994 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Arazi Kadastrosu 1970 yılında yapılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre davacının davasının kısmen kabulüne ve müdahil davacının tescil talebinin reddi yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, davalılar yasal hasım olduğundan aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücreti hükmedilmemesi gerekirken hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin 4. ve 8. bentleri hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine “…davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davanın niteliği gereği davacılar lehine avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına…” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/06/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi