1. Hukuk Dairesi 2015/1598 E. , 2017/6370 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ... İnş.Sn.Ltd.Şirketinde 1/2 pay sahibi olduğunu, 42 parsel sayılı taşınmazda 11, 3, 18 ve 19 nolu bağımsız bölümlerin muris adına tescilinin yapılması gerekirken davalı adına tescil edildiğini, yapılan temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan kayıtların iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 42 parsel sayılı taşınmaz için yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi taraflarının mirasbırakan ve ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde 4 dairenin mirasbırakana, 4 dairenin ...’ya diğerlerinin ise arsa sahiplerine ait olacağı belirlenmiştir.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince, mirasbırakan ve ...’nın ortağı olduğu ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre, bağımsız bölümlerin öncelikle şirket adına tapuda tescillerinin sağlanacağı, daha sonra şirket ortakları arasında yapılan anlaşma gereğince bağımsız bölümlerin adlarına tescillerinin sağlanacağında kuşku yoktur.
Öte yandan, mirasbırakan adına bağımsız bölümlerin tescili sağlanmadan önce mirasbırakan hastalanmış ve eşi tarafından çekişme konusu taşınmazların davalının adına tescilini istediği yönündeki beyanı nedeni ile şirket adına işlem yapma yetkisine sahip olan diğer ortak ... tarafından davalıya satış yolu ile taşınmazlar temlik edilmiştir.
O halde mahkemece çekişme konusu taşınmazların mirasbırakan adına tescilin sağlanmamış olması nedeniyle 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince muris muvazaasından söz edilemeyeceği göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazının açıklanan nedenle kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.