11. Hukuk Dairesi 2015/9314 E. , 2016/4393 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/04/2015 tarih ve 2014/1429-2015/235 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili derneğin, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun uyarınca ruhsat verilmiş özel güvenlik şirketlerinin oluşturduğu mesleki bir birlik olduğunu, müvekkili derneğe danışmanlık hizmeti veren davalının 28/02/2011 tarihinde bir bankanın nakit, taşıma ve merkez kasa sayımı hizmetlerinin temini amacıyla ihale açtığını bildirerek ihaleye katılmak ve teklif verebilmek gerekçesi ile sunulan hizmetlerin kapsamı, derneğe üye olan şirketlerin mali durum raporları ve hizmet için alınan ücretler de dahil olmak üzere üyelerin münhasıran sahip oldukları ticari sır niteliğindeki bilgilerin kendisine iletilmesini talep ettiğini, üyelerin de istenilen bilgileri yazılı olarak davalıya teslim ettiklerini, bu aşamada davalının kendisine verilen bilgiler ile ilgili olarak gizlilik sözleşmesi imzalamaya yanaşmadığını, aradan 2 aylık bir zaman geçmesine rağmen ihale ile ilgili herhangi bir gelişme olmadığını, davalının ise ihalenin iptal edildiği şeklinde üyelere bilgi verdiğini, yapılan araştırma ile davalının ihaleye katılan şirketlerin ticari sırlarına vakıf olma amacı güttüğünün ortaya çıktığını, davalının eyleminin TTK"nın 56. maddesinde düzenlenen haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek her türlü maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla sözkonusu ihalenin incelenmesi suretiyle haksız rekabetin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsmaı ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davacı tarafın sözü edilen ihalenin yapılmadığı bilgisini 22/04/2011 tarihinde öğrendiği, haksız rekabete ilişkin dava hakkının da bu tarihte doğduğu, dava tarihi itibariyle TTK"nın 62. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6762 sayılı TTK"nın 56. ve devamı maddeleri uyarınca, haksız rekabetin tespiti istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 114/(1)-d maddesi gereğince aktif dava ehliyeti dava şartlarından olup, aynı Kanun"un 115/(1) maddesi gereğince mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK"nın 113. maddesinde düzenlenen topluluk davası ile, dernekler ve diğer tüzel kişilere statüleri çerçevesinde, üyelerinin veya mensuplarının yahut temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için, kendi adlarına, ilgililerin haklarının tespiti veya hukuka aykırı durumun giderilmesi yahut ilgililerin gelecekteki haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi için dava açabilme hakkı tanınmış ise de, davacı derneğin statüsü (dernek tüzüğü) tüzel kişiye dava açma yetkisi tanımadığı gibi, aksinin kabulü halinde dahi davanın davacı tüzel kişinin üyelerinin tümünün menfaatleri ile ilgili olduğu da söylenemez.
Şöyle ki, davacı ticari sır niteliğinde olan bilgi ve belgelerin, derneğin üyeleri tarafından davalıya verildiğini, geri istenilmesine rağmen davalı tarafça iade edilmediğini ve bu suretle davalı tarafça haksız rekabette bulunulduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bu dokümanların, davacı derneğin üyelerine ait olduğu, üyeler tarafından davalıya tevdi edildiği ve yine aynı şekilde üyelere iade edilmediği iddia edildiğine göre, iade etmeme şeklinde gerçekleştirildiği ileri sürülen haksız eylemin, dokümanları davalıya veren ve davalıdan geri alamayan bu üyelerin menfaatlerini zedeleyen bir eylem niteliğinde olduğu, dolayısıyla ancak bu üyeler tarafından davalıya karşı dava açılmasının mümkün olduğu açık olup, davanın HMK"nın 113. maddesi ve 6762 sayılı TTK"nın 58/3. maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, mahkemece, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın salt bu nedenle reddedilmesi gerekirken, zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün 1086 sayılı HUMK"nın 438/son maddesi gereğince değişik bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün açıklanan değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.