21. Hukuk Dairesi 2006/11194 E. , 2007/8702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2006
NUMARASI : 458-189
Davacı, davalı işveren nezdinde 01.05.1994- 30.04.1999 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı, gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının, davalı K. Belediye Başkanlığı’nda 01.05.1994-30.04.1999 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Anılan maddede; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde Mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür. Somut olayda davacının 25.11.1996-30.4.1997 tarihleri arasında dava dışı Halk eğitim Müdürlüğü’nde usta öğretici olarak çalıştığı, bu nedenle 1.5.1994-25.11.1996 tarihleri arasındaki çalışmalarına ilişkin talebin, çalışmanın sonu olan 1996 yılı itibariyle, dava tarihinin 7.7.2003 olduğu dikkate alındığında hak düşürücü süreye uğradığı açıktır. Bu nedenle Mahkemenin 1.5.1994-25.11.1996 tarihleri arasındaki hizmet tespitine ilişkin talebi hak düşürücü süre nedeniyle reddetmesi doğrudur.
1.5.1997-30.4.1999 tarihleri arasında geçen ve SSK’na eksik bildirilen çalışmalarının tesbiti talebine gelince; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki delillerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı
genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Davaya konu çalışmanın geçtiği işyerinin bir kamu kuruluşu olduğu ve davacı çalışmalarının ibraz edilen dönem bordrolarında 1998 yılının 1. ve 2. döneminde 240 gün, 1998 yılının 3.döneminde 90 gün ve 1999 yılının 3.döneminde 17 gün olarak göründüğü dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı Belediye’de çalıştıklarına dair kayıtları celbedilen Belediye çalışanları ve bordro tanıklarının anlatımları ile davacının bu işyerinde kesintisiz çalıştığı anlaşıldığından Mahkemece yapılacak iş, davacının davalı Belediye Başkanlığı’nda 1.5.1997-30.4.1999 tarihleri arasında aralıksız çalıştığının tespitine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi