12. Ceza Dairesi 2017/8101 E. , 2018/4598 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : Beraat
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin sanığa yüklenen suçtan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına göre; katılanın ve katılanın eşinin, 15.01.2013 tarihinde doktor olan sanığa ait muayenehaneye giderek, ailevi sorunlarını aktardıkları sanıktan destek istedikleri ve sanık tarafından ruhsal durum değerlendirilmesi için istenilen testi yaptırdıkları, testlerden sonra sanığın, “Tekrar bir kere daha gelin, görüşelim.” dediği; ancak, katılanın ve katılanın eşinin aralarındaki problemleri çözemeyip, 26.02.2013 tarihinde katılanın, 26.03.2013 tarihinde de katılanın eşinin karşılıklı boşanma davası açtıkları, bu sürecin ardından, katılanın eşinin, sanığın muayenehanesine gittiği ve “Sayın Profesör Doktor...; Eşim ... ile birlikte muayenehanenize müracaat ettiğimizde yaptığımız görüşme, muayene ve testler sonucunda davranışsal ve ruhsal durumumuzla ilgili değerlendirmenizi bildirir belgeyi rica ediyorum.” biçimindeki 28.03.2013 tarihli dilekçesi ile sanığa talebini iletmesi üzerine, sanığın, katılan ve katılanın eşi ile yaptığı görüşmelerden ve psikolojik test sonuçlarından yararlanarak edindiği kanaata ilişkin bir belge düzenleyip, 28.03.2013 tarihli bu belgeyi, katılanın bilgisi dışında, katılanın eşine verdiği olayda,
Sanığa ait muayenehanedeki görüşme esnasında, eşiyle birlikte hazır bulunan katılanın ailevi yaşantısına ilişkin açıklamalarının, katılanın eşi tarafından bilindiği gibi, sanığın, kısa süre önce muayenehanesine gelen katılanla katılanın eşinin karşılıklı boşanma davası açtıklarından haberinin olmadığı da göz önüne alındığında, katılanın, eşi tarafından bilinmesini istemediği özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikteki bilgilerinin, sanık tarafından, içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan eşinin bilgisine sunularak ifşa edildiği kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen TCK"nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkında CMK"nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğundan bahisle aynı Kanun"un 223/2-b madde, fıkra ve bendi uyarınca beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1 numaralı paragrafının,“1- Sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK"nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince sanığın beraatine,” olarak değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.