16. Hukuk Dairesi 2017/1936 E. , 2017/7747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan temyiz konusu 122 ada 18; 125 ada 5, 9; 293 ada 5, 20, 37, 65; 294 ada 13, 18, 21; 316 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal eden ancak 1975 yılında yapılan taksimde yakın miras bırakanları ...’a isabet eden yerler olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 316 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin ... adına, 1/2 hissesinin ... adına, 2/4 hissesinin ise davalı ... adına tapuya tesciline, çekişmeli diğer parsellere yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar; çekişmeli taşınmazların öncesinde davalılar ile müşterek kök murisleri olan ...’a aitken, 1974 yılında vefat etmesinden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek taksim sözleşmesi yapmak suretiyle murisin terekesini taksim ettiklerini, bu senede göre çekişmeli taşınmazların yakın miras bırakanları ...’ye isabet ettiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları olarak kendi adlarına tapuya tescillerine karar verilmesini istemişlerdir. Kök muris ...’in oğlu olan davalılardan ..., taksim senedine göre hatalı tespit var ise bunun düzeltilmesinin uygun olacağını ifade etmiştir. Davacılar tarafından dayanılan ve taraflarca inkar edilmeyen 16.08.1975 tarihli taksim senedinde muris ...’in tüm mirasçılarının imzası yer almakta olup senet içeriğinden bütün mirasçılara farklı taşınmazlar bırakıldığı anlaşılmaktadır. O halde, mirasçılar arasında geçerli bir taksimin varlığının kabulü zorunludur. Ne var ki, mahkemece yapılan keşifte 1975 tarihli bu taksim senedi uygulanarak senette bahsi geçen taşınmazların dava konusu yerler olup olmadığı, davacıların yakın miras bırakanları ...’ye bırakılan taşınmazların hangi taşınmazlar olduğu belirlenmeye çalışılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazların öncesi, kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldıkları hususlarını açıklamak bakımından yetersiz olan soyut beyanlarına dayalı olarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde, mahkemece yapılacak iş; yöreyi ve dava konusu taşınmazları iyi bilen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif yapmak, yapılacak keşifte davacıların dayandığı 16.08.1975 tarihli taksim senedinin çekişmeli taşınmazlara ait olup olmadığını belirlemektir. Bu kapsamda söz konusu senet okunarak senette bahsi geçen tüm taşınmazların ve davacıların yakın miras bırakanı ...’ye bırakılan taşınmazların hangi taşınmazlar olduğu net olarak belirlenmeli, çekişmeli tüm taşınmazların öncesi, kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldıkları hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taksimde davacı tarafa isabet eden taşınmazlarda davalılar zilyet ise bunun nedenleri sorgulanmalı, fen bilirkişinden senet uygulamasını da gösterir keşfi takibe elverişli rapor alınmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 10.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.