10. Hukuk Dairesi 2017/2921 E. , 2017/5436 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Üst düzey yöneticisi olduğundan bahisle dava dışı anonim şirkete ait 2007/4-2008/2 dönemleri ve arasına ilişkin prim ve ferilerini içeren ödeme emri tebliğ evrakının, 27.01.2009 tarihinde şirket adresinde işçi ... imzasına tebliğ edildiği, davacının, maaşına ve gayrimenkulüne haciz konulması nedenini 02.03.2015 tarihinde davalı kurumdan sorduğu, kurum cevabi yazısının 26.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, mahkemece, davacının 02.03.2015 tarihinde icra takibinden haberdar olduğu kabul edilip dava tarihi (25.06.2015) dikkate alınarak, hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun
borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır.
Somut olaya bakıldığında, ödeme emirlerinin tebliğe çıkarıldığı adres davalının ikametgah veya mernis adresi olmadığı, dava dışı anonim şirketin adresi olduğu, bu şekilde tebliğin usulsüz olduğu belirgindir. Diğer taraftan, her ne kadar davacının hacizden haberdar olduğu tarih hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul edilmiş ise de, usulüne uygun ödeme emri tebliği söz konusu olmadığından bu tarihinde hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak dikkate alınmaması gerekmektedir. Buna göre mahkemece, davanın esasına girilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine. 04.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.