Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3948 Esas 2016/6454 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3948
Karar No: 2016/6454
Karar Tarihi: 08.06.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3948 Esas 2016/6454 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/3948 E.  ,  2016/6454 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davada ... Tüketici ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı şirketten proje aşamasında iki adet daire satın aldığını, söz konusu daireler için 286.000.-TL ödemede bulunduğunu, ancak davalı şirketin taahhüdüne uygun olarak taşınmazları teslim etmediğini, müvekkili tarafından yapılan 286.000.-TL ödemenin tahsili için yapmış oldukları icra takibine davalı tarafın haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

    ... Tüketici Mahkemesince, uyuşmazlığa konu bağımsız bölümlerin birden çok olduğu, bu nedenle davacının Tüketici Kanunu kapsamında kalan bir kişi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
    ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise, sadece dairelerin sayısal çokluğu davacıyı kanunda belirtilen tüketici tanımının dışına çıkarmayacağı, davacının ticari ve mesleki amaçla daire satın aldığına ilişkin dosyada herhangi bir delil mevcut olmadığı belirtilerek görevsizlik kararı vermiştir.
    28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca "Her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" bu Kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamından doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
    6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden" gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise, "Mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem" olarak tarif edilmiştir.
    Bu nedenlerle, mal veya hizmet alımına dair bir ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında kabul edilebilmesi için, satıcı/sağlayıcı kişinin "Ticari veya mesleki amaçla hareket eden" bir kişi, mal veya hizmet alan kişinin ise ticari veya mesleki amaçla hareket "etmeyen" bir kişi olması ve taraflar arasında sözleşme veya hukuki işlem bulunması gerekmektedir.
    Somut olayda uyuşmazlık, davacı tüketici ile davalı müteahhit arasındaki iki adet konut satışından kaynaklanmaktadır. Bu sözleşmenin varlığı ve geçerli olup olmadığı ise görevli mahkemece değerlendirileceğinden, davacıların 6502 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girdiği, davalının ise, kanunun yaptığı “satıcı/sağlayıcı” tanımına uyduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.