20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3413 Karar No: 2016/6450 Karar Tarihi: 07.06.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3413 Esas 2016/6450 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/3413 E. , 2016/6450 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... Asliye Ticaret, ... Asliye Hukuk ve ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, elatmanın önlenmesi ve tahliye istemlerine ilişkindir. ... Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın ticari dava olmadığı ve genel hükümlerin uygulanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Tüketici Mahkemesince ise satışı yapılan yerin dükkan olduğu, konut edinme amaçlı satın alınmadığı ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra Kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde "Mal, alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları; hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti; satıcı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri; tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi, ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Kanun uyarınca gerçek yahut tüzel kişilerin satıcı sıfatına sahip olması için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde taraf olması, yahut asıl yüklenici konumunda bulunması şeklinde bir şart bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre, davacı vekilinin, davalıya müvekkili tarafından satılan taşınmazın bedelinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, ancak taşınmazın davalı tarafından halen işgal edildiğini ileri sürerek, taşınmaza davalının elatmasının önlenmesi ve tahliyesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, mesleki ve yatırım amacıyla satınalınan dükkan (işyeri) satışından kaynaklandığı, davalının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girmediği anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/06/2016 gününde oyb irliğiyle karar verildi.