19. Hukuk Dairesi 2019/2009 E. , 2019/4753 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalıdan satın aldıkları mallara karşılık 35.187,34 TL tutarında fatura ve 30.03.2014 tarih ve 5.000,00 TL"lik keşidecisi ...olan senedi ciro ederek davalıya verdiğini, davalıya banka havaleleri ile yaptığı ödemeler neticesinde davalıdan cari hesapta 2.862,66 TL alacaklı olduğunu, ancak, davalıya verilen senedin davalı tarafından iade edilmeyerek icraya konulduğunu belirterek, bedelsiz kalan senet açısından borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, dava konusu senedin kambiyo senedi vasfında olması ve dava değerinin tanıkla ispat yasağı içinde olması nedeniyle davacının iddiasını tanıkla ispat edemeyeceği, davacı dava dilekçesinde kendi ticari ilişkisine dayanmış ise de gerek davacı vekili, gerekse davalı vekilinin beyanlarına göre, senedin dava dışı şahsın borcu ile alakalı olduğu, senedin asıl borçlusu ...tarafından açılmış bir dava olmadığı, dava dışı ...ile davalı yada ..."nın davacı ile olan ilişkisinin mevcut davada inceleme imkanı da olmadığı senetteki imzasını da inkar etmediği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile ticari ilişkisinin olduğunu, davalıdan aldığı mal karşılığında lehtarı olduğu dava konusu bonoyu ciro ederek davalıya verdiğini, daha sonra nakit ödemeler yaparak, borcunu kapattığını, hatta cari hesapta alacaklı hale geldiğini, ancak davalının dava konusu bonoyu iade etmeyerek icra takibi yaptığını ileri sürmüştür. Davalı süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiş daha sonra davalı vekilinin sunduğu beyan dilekçesinde davacının aynı senet için ciro imzasının kendisine ait olmadığı şeklinde İcra Hukuk Mahkemesi’ne müracaatının bulunduğu çelişkili davranışına dikkat çekmiş, yapılan ödemelerin senede karşı olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı dava konusu senede yönelik ödeme yaptığını ispatlayamamış ise de, sözlü yargılamanın yapıldığı son celsede davalı vekili bu bononun davacı ile yapılan ticaret nedeniyle verilmediğini, keşidecisi ...’nın davalı ile ticari ilişkisi nedeniyle borcun güvence altına alınabilmesi için teminat olmak üzere davacıdan ciro yaptırılarak alındığını belirtmiş böylece senetle ilgili ispat külfetini üzerine almıştır. Bu durumda davalı dava dışı keşideci ..."dan alacaklı olduğuna ispat ile yükümlüdür. Mahkemece, davalı vekilinin bu beyanı üzerine davalı tarafa dava dışı ...’dan senet miktarı kadar alacaklı olduğunu ispatlaması için delil göstermesi istenmeli, tüm deliller toplanıp tahkikat tamamlandıktan sonra şayet davalı dava dışı senet keşidecisinden senet miktarı kadar alacağı olduğunu ispatlar ise davanın reddine, daha az alacağı bulunması halinde ise teminat senedinin karşılıksız kalan kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda anlatılan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.