Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1123
Karar No: 2020/3850
Karar Tarihi: 26.11.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1123 Esas 2020/3850 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2018/1123 E.  ,  2020/3850 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirketin müvekkili tarafından işletilen ... Otelinin 2011 yılında belirli sayılardaki yatak kapasitelerinin pazarlanması için anlaştıklarını, sözleşmenin Suriye"deki olaylar ve savaş durumu gerekçe gösterilerek davalı tarafından 04/08/2011 tarihinde feshedildiğini, sözleşme feshedilmiş ise de, davalının fesih tarihinden önceki edimlerini ve taahhütlerini yerine getirmediği gibi bu tarihten sonraki edimlerinden de sorumlu olduğunu, feshin haksız bir fesih olması sebebiyle davalının sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkiline ait otelin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, sözleşmenin 6. maddesinin ihlal edildiğini, müvekkilinin yaptığı masrafların fesih tarihine kadar hesaplanarak davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000 USD nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte ödeme yer ve zamanındaki TL karşılığı olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin davanın dayanağı sözleşmenin ve dolayısıyla davanın tarafı olmadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir akid olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında; Suriye"de yaşanan iç karışıklık ve uluslararası boyuttaki terör olaylarının mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, davalının fesih tarihine kadar sözleşmeyle bağlı sayılarak ancak 04/08/2011 tarihine kadar sözleşmeye aykırılıktan sorumlu tutulabileceği, bu kapsamda yapılan bilirkişi hesabına göre davacının davalıdan talep edebileceği tazminat miktarının 28.995,00 USD olduğu, ancak davalının sözleşme başında kapora olarak davacıya 50.000,00 USD ödeme yapmış olduğu dikkate alındığında bunun mahsubu sonucunda, dava tarihi itibariyle davacının davalıya 20.005,00 USD kadar borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- 6100 sayılı HMK"nın "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrası "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" şeklindedir. Buna göre hakimin talepten fazlasına hüküm vermesi yasak olduğu gibi talepten başka bir şeye hüküm vermesi de yasaktır. Somut olayda davalı tarafından verdiği kapora ile ilgili talep bulunmamasına rağmen bu konu ile ilgili mahkeme gerekçesinde ‘kapora olarak davacıya 50.000,00 USD ödeme yapmış olduğu dikkate alındığında, bunun mahsubu sonucunda, dava tarihi itibariyle davacının davalıya 20.005,00 USD kadar borçlu olduğu’ şeklinde kesin hüküm teşkil eder nitelikte hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3-Her gerçek ve tüzel kişiliğin bağımsız olarak hak ve sorumluluk ehliyeti mevcuttur. Tüzel kişinin organları aracılığı ile yapılan tüm işlemler de doğrudan tüzel kişilik adına hak ve borç doğurur. Buna "ayrılık ve bağımsızlık" ilkesi denir.  Tüzel kişilerin kendilerine ait ayrı bir kişiliği ve kendine ait bağımsız bir mal varlığı bulunması nedeniyle bu mal varlığı tüzel kişinin kendi alacaklılarının haklarını temin etmek için tahsis edilmiş ve ortaklarla alacaklılar arasında bir hukuki ilişki olmadığından tüzel kişiden alacaklı olanların güvencesi kabul edilir. Kural olarak şirketten alacaklı olanlar şirketin organlarına veya ortaklarına değil, doğrudan şirketin bu malvarlığına müracaat etmek zorundadır. Somut olayda davalı Usama Haddat şirket yöneticisidir ve sözleşmede imzası bulunmamaktadır. Ayrıca sözleşme içeriğinde de davalı Usama Haddat’ın sorumlu olduğuna dair herhangi bir madde mevcut değildir. Bu nedenlerle davalı Usama Haddat hakkında davanın husumetten reddi gerekirken, bu davalı aleyhine davanın esastan reddedilmesi doğru görülmemiştir.
    4- Davacı vekili 10.02.2014 tarihinde davasını 101.311,00 USD olarak ıslah etmiş ve harcını yatırmıştır. Mahkemece vekalet ücretinin ıslah edilen miktar üzerinden hesaplanması gerekirken ıslah edilen miktarın vekalet ücreti tayininde göz önüne alınmaması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) (3) (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi