14. Hukuk Dairesi 2016/12272 E. , 2020/409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.12.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; davalı borçlulardan alacağının temini için dava konusu 151 ada 7 parsel ve 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Davacı vekili beyan dilekçesinde; dava konusu taşınmazların üzerindeki ortaklığın paylı mülkiyete dönüştürülerek borçlulara ait payların satılmasını, mümkün değilse tamamının satılmasını talep etmiştir.
Davalılar; ortaklığın giderilmesi davasını kabul ettiklerini belirterek dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün değilse satış suretiyle giderilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacı vekilinin taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiş ise de, davacı vekilinin 25.03.2016 tarihli yazılı beyanında taşınmazların üzerindeki ortaklığın paylı mülkiye dönüştürülerek borçlulara ait payların satılmasını talep ettikleri anlaşıldığından, davanın kabulü ile 151 ada 7 parsel ve 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
TMK’nın 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder.
Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Mirasçılara gönderilecek davetiyede "Belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin" bildirilmesi zorunludur.
Bu tür davalarda mirasçılık belgesine atıf yapılmakla yetinilmemeli; hüküm sonucunda infazda tereddüte neden olunmayacak şekilde elbirliği halindeki mülkiyetin veya payın mirasçılık belgesindeki paylar oranında paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olaya gelince, davacı vekili, dava dilekçesinde dava konusu 151 ada 7 parsel ve 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini, 25.04.2016 tarihli dilekçesinde, dava konusu taşınmazların üzerindeki ortaklığın paylı mülkiyete dönüştürülerek borçlulara ait payların satılmasını, mümkün değilse tamamının satılmasını talep ettiği görülmektedir.
Davalıların katıldıkları ilk duruşmada, ortaklığın giderilmesi davasını kabul ettikleri, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün değilse satış suretiyle giderilmesini istedikleri ve son duruşmada davanın paydaşlığın giderilmesi davası olduğunu beyan ettikleri görülmektedir. Ayrıca davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi niteliği taşıyan davaya davalılar tarafından devam edilmek istenmesine davacının talebinden vazgeçmiş olmasının engel teşkil etmeyeceğini belirttiği görülmektedir. Bütün beyanlardan, davalı tarafın davada ortaklığın giderilmesini istediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, usulüne uygun yapılmış bir ıslah olmadığı halde davanın elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası olarak kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre, meşruhatlı davetiye çıkarılmaksızın ve iştirakli payın oranları hükümde gösterilmeksizin infaza elverişli olmayan hüküm tesis edilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.