Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1537
Karar No: 2013/2046
Karar Tarihi: 01.04.2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/1537 Esas 2013/2046 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/1537 E.  ,  2013/2046 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin, ... .... ... Müdürlüğü"nün 2010/1547 Esas sayılı dosyasında alacaklı olduğunu, 06.02.2012 tarihli sıra cetvelinde satış bedelinin ödenmesine karar verilen .... sırada alacaklı olan alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürerek, itirazının kabulü ile davalı alacaklının sıra cetvelinden çıkarılarak satış bedelinin müvekkilinin alacaklı olduğu miktarının müvekkili dosyasına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı tarafça delil olarak borçlu ... evraklarına dayanıldığı, kooperatife yazılan müzekkereye verilen cevap doğrultusunda dosyaya giren sözleşmeler, taahhütname, genel kurul tutanakları ve senet fotokopisine göre, takibe konu bononun, .... şahıs borçlu ..."a ait süt tesislerinin % 80" inin davalı tarafça nakit para verilerek satın almasından sonra, davalı tarafından .... şahıs borçlu ..."dan güvence senedi olarak alındığı, ancak kooperatifin taahhüdüne uymaması nedeniyle söz konusu teminat senedinin borçlu kooperatif aleyhine takibe konulduğu, dava konusu takip dayanağı bononun muvazaalı olarak verildiği hususunun sabit olmadığı, söz konusu senedin teminat senedi olmasına karşılık koşulları oluşmadan takibe konulduğu yönündeki davacı iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer belgelerle ispatlamalıdır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Bu nedenle mahkemenin ispat yükünü davacı üzerinde görerek, söz konusu senedin teminat senedi olmasına karşılık koşulları oluşmadan takibe konulduğu yönündeki davacı iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesinde isabet yoktur.
    Ne var ki, davalının alacağının varlığı için sunulan ....09.2009 tarihli ortaklık sözleşmesi ile ........2009 tarihli taahhütname ve mülkiyet ve işletme ortaklık sözleşmesi, davalının alacağını doğrular hükümler içerdiği gibi, bu belgelerde kooperatifi temsilen davacının imzasının olması ve anılan taahhütnamede davalının ortaklık payına karşılık 200.000,00 TL ödediğinin belirtilmiş olması karşısında davalı alacağının muvazaalı olduğu kabul edilemeyeceğinden, davalının alacağını kanıtladığı sonucuna varılması ve davanın bu gerekçelerle reddi gerekirken, aynı sonuca yazılı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle sonucu itibariyle doğru bulunan yerel mahkeme kararının değişik gerekçe ile ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi