Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/29
Karar No: 2019/4749
Karar Tarihi: 14.10.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/29 Esas 2019/4749 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı taraf, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak tahsilatına yönelik yapılan icra takibine itiraz etmiş, ancak daha sonra davanın bir kısmını kabul etmiştir. Ancak davalının iade ettiği malların ispatlanamaması ve fiyat farkı faturalarının da uygun şekilde düzenlenmemesi nedeniyle davanın asıl alacağı kabul edilmiş ve faiz hesaplatılarak tahsil edilmesine karar verilmiştir. Ancak mahkeme, vekâlet ücreti ve nisbî karar harcı hesaplanırken yanlış bir şekilde hesaplamada bulunmuştur ve bu nedenle karar taraflar lehine bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak HMK'nun 294. ve 297. maddeleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesi ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22. maddesi belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2018/29 E.  ,  2019/4749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - KARAR -
    Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, taraflar arasındaki ilişki kapsamında davalının itirazının iade edilen ve fiyat farkı oluşan mallara yönelik olduğu, davalı tarafından düzenlenen fiyat farkı ve iade faturalarının usulüne uygun düzenlenmediği ve içeriklerinin belli olmadığı, fiyat farkının nasıl oluştuğunun anlaşılamadığı, iade edilen malların neler olduğunun somutlaştırılmadığı, davalının icra takibinin tamamına itiraz ettiği ancak dava sürecinde kısmi kabul beyanında bulunduğu, bu durumda dava açılmasına neden olan davalının dava miktarının tamamı üzerinden icra inkâr tazminatı ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/2271-16939 E.-K. ve 15.12.2015 tarihli kararı ile: “Mahkemece “gerekçeli kararın gerekçe bölümünde; davalı vekili ön inceleme duruşmasında 69.182,00 TL’yi kabul ettiğini beyan etmiş ve mahkemece takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.” denilmiş olup, hüküm fıkrasında ise, “davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 6.İcra Müdürlüğü’nün 2013/3869 Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının iptali ile takibin İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca aynen devamına” denilmiştir. Dava konusu takip, 122.058,02 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 124.247,65 TL üzerinden yapılmıştır. Bu durumda hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmış olup bu durum HMK’nun 294. ve 297. maddelerine aykırı olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşme gereği davacının, davalı tarafından sipariş edilen malların davalı tarafından bildirilen adreslere taşınmasını ve teslimini üstlendiği, imzalı irsaliyenin bir suretinin yine davalıya verileceğinin sözleşme ile kararlaştırıldığı, bu itibarla malların teslim yükü ile bunun gerçekleştirildiğinin ispatının da davacı üzerinde olacağı, düzenlenen sevk irsaliyelerinde yalnızca davacı kaşe ve imzasının bulunduğu, davalının kaşe ve imzasının bulunmadığı gibi bazılarında tarihin de bulunmadığı, böylelikle davacının davalı taraf imzasını içermeyen faturalarda belirtilen emtiayı davalıya veya onun aracılığı ile müşterisine teslim ettiğini ispat edemediği, ancak davalının kabulünde olan 69.182,00 TL asıl alacağın varlığına dair kanaat edinildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava, faturaya dayalı mal satımından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Dava konusu takip dayanağı satış faturalarının tamamı davalının ticarî defterlerinde kayıtlıdır. Bu durumda davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluşur. Bunun aksinin ispat yükümlülüğü davalıya aittir. Davalı takipte ödeme emrine itiraz etmiş ise de yargılama sırasında ön inceleme aşamasından önce davanın 69.182,00 TL’sini kabul etmiştir. İtiraz ettiği kısımdan ise kendisine teslim edilen bir kısım malları davacıya iade faturası ile iade ettiğini ve davacının fazla fiyat uygulamasını giderici nitelikte fiyat farkı faturası kestiğini belirtmiştir. Ancak iade faturaları ve fiyat farkı faturaları davacı tarafından benimsenerek kendi ticarî defterlerine işlenmemiştir. Davalı, iade faturasına konu malları davacıya iade ettiğini ispatlayamadığı gibi fiyat farkı faturasını da haklı bir sebeple düzenlediğini kanıtlayamamıştır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın asıl alacağın tamamı yönünden kabul edilmesi, asıl alacağın tamamı yönünden temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplattırılarak bunun da kabulüne karar verilmesi, ancak davanın 69.182,00 TL’lik kısmı davalı tarafından ön inceleme aşamasında önce kabul edildiği için vekâlet ücreti ve nisbî karar harcı hesaplanırken 69.182,00 TL için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesindeki indirimlerin uygulanması gerekir. Hâl böyle olmasına rağmen mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün taraflar lehine bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma şekline göre sair temyiz istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi