Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/10086 Esas 2007/8318 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/10086
Karar No: 2007/8318
Karar Tarihi: 21.5.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/10086 Esas 2007/8318 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ve emekliliğe hak kazanması için başvurmuş, ancak mahkeme isteğini reddetmiştir. Davacı, 20.04.1982-22.03.1985 ve 04.01.1991-07.01.1991 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı olduğunu ve yaşlılık aylığına hak kazandığını belirterek talep etmiştir. Mahkeme, davacının yasal kayıt ve tescil şartlarını taşımadığı gerekçesiyle talebi reddetmiştir. Ancak davacının vergi kaydının olduğu ve Kurumun sonradan geçmişe dönük olarak yapılan tescilinde uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin primlerin ödendiği ve kabul edildiği belirtilmektedir. Bu doğrultuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun belirttiği üzere davacının zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerektiği ve talebinin reddinin isabetsiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Kanun maddeleri: 1479 sayılı Kanun'un 24. ve 25. maddeleri, Medeni Kanun'un 2. maddesi
21. Hukuk Dairesi         2006/10086 E.  ,  2007/8318 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 11/04/2006
    NUMARASI : 689-218

    Davacı,    20.4.1982-7.1.1991 tarihleri arası Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitiyle 1.2.2005 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığı tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine  karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.   
    Davacı, davalı Kurumca sigortalı sayılmadığı 20.4.1982-22.3.1985 ve 4.1.1991-7.1.1991 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitini istemiştir.
    Mahkemece belirtilen tarihlerde, davacının yasal kayıt ve tescil şartlarını taşımadığı, isteğe bağlı sigortalı olmak içinde yazılı talebi ve düzenli prim ödemesi bulunmadığından talebin reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
    Davacı 1991 yılında önce 7.1.1991 tarihinden başlayarak  Kuruma tescil edilmiş ise de, Kurum tescil tarihini sonraki yıllarda 1995 yılında başlayan meslek kuruluş kaydını gerekçe göstererek geriye doğru 22.3.1985 tarihine almıştır.
    Dosya üzerinde mevcut kayıtlara göre davacının 11.1.1982-22.6.1989 ve 18.10.1990 tarihinden devam eden vergi kaydının,  30.2.1982-4.1.1991 tarihleri arasında ve 7.1.1991 tarihinden itibaren meslek odası ve Esnaf Sicil kaydının olduğu anlaşılmaktadır.
    Gerçekten, davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasa"nın 24. ve 25. maddelerine göre uyuşmazlık konusu 20.4.1982-22.3.1985 döneminde davacının vergi kaydı olduğu halde tescilinin yapılmadığı, diğer dönem itibariyle de, davacının vergi kaydının olduğu, meslek kuruluş kayıtlarının ise bulunmadığı görülmektedir.
    Ancak, davacının sonradan geçmişe dönük olarak yapılan tescilinde uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin primler de 1992 ve 1997 yıllarında ödenmiş ve Kurum tarafından da kabul edilerek uzun yıllar kullanılmıştır. Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle, yıllarca sigortalı sayan Kurumun davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyiniyetten uzaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1.10.1997 gün 1997/10-578 Esas, 1997/758 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, davacının ihtilaf konusu dönemlerde Sosyal Güvenlik ilkeleri ve Medeni Kanunun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.
    Bu nedenle mahkemece davacının 20.4.1982-22.3.1985 ve 4.1.1991-7.1.1991 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı olduğu kabul edilerek ve yaşlılık aylığı koşullarının da bu olguya göre değerlendirilmesi gerekirken aksi düşüncelerle sigortalılık ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı talebinin reddi isabetsizdir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.