1. Hukuk Dairesi 2015/4162 E. , 2017/6262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babası ...’nun bedelini ödeyerek satın aldığı 30 parsel sayılı taşınmazdaki 14 no’lu bağımsız bölümü ikinci eşi davalı ... adına, 1836 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 5 no’lu bağımsız bölümü ikinci eşinden olma davalı oğlu ... adına tescil ettirdiğini, ayrıca iptal ve tescil davası açılan 20 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 7 no’lu bağımsız bölümün ½ payını davalı oğlu ...’a satış göstermek suretiyle ve muvazaalı olarak temlik ettiğini, mirasbırakan adına kayıtlı başkaca bağımsız bölümlerin de olduğunu, mirasbırakanın davalılara yapmış olduğu gizli bağışlarla saklı payını ihlal ettiğini ileri sürerek saklı payını aşan kısmın tenkisini,fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere saklı paya tecavüz miktarı olarak 30.000-TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalılar; zamanaşımı definde bulunmuşlar, davacı dışındaki diğer mirasçılarla kira ödemesi konusunda anlaştıklarını, davalı ...’nin 1972 yılında doğrudan satın aldığı daire için mirasbırakanın para ödemediğini ve kendisine ait çalıştırdığı teknesini satarak aldığını, aradan yaklaşık 30 sene geçtiğini ve murisin ölümünden itibaren de 1 yıl içinde eldeki davanın açılmadığını, davalı ...’ın da mirasbırakanın herhangi bir bağışı olmaksızın doğrudan başkasından satın aldığını zira o tarihlerde ...’da çalıştığını ve arkadaşının eşinin bileziklerini ödünç aldığını, mirasbırakan adına kayıtlı başkaca bağımsız bölümler olduğunu saklı payların ihlal edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacının terekeden saklı payından daha fazlasını aldığının anlaşıldığı ve yapılan tasarrufun davacının saklı payına tecavüz oluşturmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak;
Bilindiği üzere, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Dava tenkis istekli bir dava olup davanın reddine karar verilmiştir.
492 Sayılı Harçlar Kanununun Yargı Harçları ile ilgili bölümünde karar ve ilam harcının nisbi ve maktu olarak düzenlendiği, buna göre davanın reddi durumunda maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği yine aynı yasanın 31. maddesine göre peşin alınan karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gerekenden fazla olduğu anlaşılırsa fazlalığın istek üzerine geri verileceği açıktır.
Somut olaya gelince, hükmün 2. maddesinde Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.049,30 TL karar harcından peşin alınan 405,00 TL’nin düşülmesine, kalan 1.644,30 TL’nin davacıdan tahsiline şeklinde hüküm oluşturulmuş ise de, davanın reddine karar verildiğine göre maktu karar ve ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken dava değeri üzerinden nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 2 inci maddesindeki “Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 2.049,30 TL karar harcından peşin alınan 405,00 TL’nin düşülmesine, kalan 1.644,30 TL’nin davacıdan tahsiline...”kısmının hüküm metninden çıkarılmasına yerine “Alınması gereken 25,20-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 405,00-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 379,80-TL harcın istek halinde davacıya iadesine” ibaresinin yazılmasına, davacının temyizi üzerine resen yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.