23. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8843 Karar No: 2016/8154 Karar Tarihi: 23.06.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/8843 Esas 2016/8154 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, internet aracılığıyla tanıştığı katılana kendisini askeri pilot olarak tanıtıp güvenini kazanarak onunla arkadaşlık kurdu. Ardından, katılandan ödünç aldığı bir dizüstü bilgisayarını iade etmediği gibi aynı bahaneyle başka bir bilgisayar da aldıktan sonra ortadan kayboldu. Bu nedenle sanık, dolandırıcılık suçundan 1 yıl 6 ay hapis ve 5000 TL adli para cezası ile cezalandırıldı. Mahkeme, sanığın hileli hareketlerle aldattığı katılandan zararına ve kendi yararına haksız menfaat temin ettiğini kabul etti. Ayrıca, sanığın zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki savunmasına rağmen bu gözetilmedi. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı TCK'nın 157/1, 52/2 ve 53/1 maddeleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10., 21/2 ve 35. maddeleri.
23. Ceza Dairesi 2016/8843 E. , 2016/8154 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 157/1, 52/2, 53/1 maddeleri uyarınca neticeten 1 yıl 6 ay hapis, 5000 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunun 10. maddesine göre; "tebligatın, tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresine yapılacağı, bilenen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adres olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı...", buna göre somut olayda sanığın sorgusunda bildirdiği adresine çıkartılan tebligatın "taşındığı" şerhi ile iade edilmiş olması nedeniyle gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2 maddesi uyarınca, sanığın dosyada bulunan nüfus kaydında yazılı olan adres kayıt sistemindeki adresine tebliğe çıkartılması gerekirken, söz konusu kararın sanığın taşındığı adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş olması nedeniyle bu şekilde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, sanığın hükümden sonra vekaletname vererek atadığı müdafii tarafından yapılan temyiz ve eski hale getirme talebinin kabulüne karar verildikten sonra yapılan incelemede; İnternet aracılığı ile tanıştığı katılana kendisini askeri pilot olarak tanıtan ve bu şekilde katılanın güvenini kazanarak onunla arkadaş olan sanığın 2008 yılı Aralık ayı içerisinde dizüstü bilgisayarının arızalandığını ve sunum yapacağı için bilgisayara ihtiyaç duyduğunu söyleyerek katılandan kendisine ait bilgisayarı kullanıp iade etmek üzere ödünç olarak aldığı, bir süre sonra tekrar katılanla irtibata geçen sanığın daha önce aldığı bilgisayarın arızalandığını, bu nedenle bu bilgisayarı tamirciye bıraktığını söyleyerek katılan tarafından bir başka dizüstü bilgisayarın kendisine verilmesini sağladığı, bu sırada katılana ait başka bir bilgisayarı da arkadaşına satabileceğini söyleyerek alan sanığın katılandan aldığı 3 adet bilgisayarı iade etmeden ortadan kaybolduğu, bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; Sanığın aşamalardaki savunmalarına, katılan beyanına, tanık anlatımına ve tüm dosya kapsamına göre; hileli hareketlerle aldattığı katılandan onun zararına ve kendi yararına olacak şekilde haksız menfaat temin eden sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine yönelik kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla işleyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 23/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.