Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/20422
Karar No: 2007/8277

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/20422 Esas 2007/8277 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/20422 E.  ,  2007/8277 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Siirt Asliye  Hukuk (İş)Mahkemesi
    TARİHİ : 19/10/2006
    NUMARASI : 279-419

    Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manvi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kısmen   kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacılar vekili tarafından  temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacıların murisi ve yakını olan M.Ş.Ş.’in iş kazası sonucu  vefatı nedeniyle uğradıklarını iddia ettikleri maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davalılardan T.  Müessese Müdürlüğü hakkındaki davanın olayda asıl işveren olmadığı gerekçesiyle  reddine, diğer davalı R. Müh.İnş.Ltd.Şti  hakkındaki davanın ilamda belirtildiği şekilde kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.   
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden S. Ili E. ç. Köyünün  ENH ve kök binası işini T. S. Müessese Müdürlüğünden ihale ile  üstlenen davalı R.  Müh.İnş.Ltd.Şti’nin işçisi olan sigortalının arkadaşlarıyla birlikte  kafes  direğini açılan çukura oturtup arkadaşları taş getirmek üzere ayrılınca iki arkadaş direği tutarlarken direk yan yatarak yakından geçen yüksek gerilim enerji nakil hattı ile temas etmesi sonucunda elektrik akımına kapılarak öldüğü, hükme dayanak alınan 8.6.2005 tarihli kusur raporunda  davalı  T. S. Elektrik Dağıtım  Müessese Müdürlüğünün S. Ili E. Ç. Köyünün  İlçesi  ENH ve kök binası  işini 19.11.2002 tarihinde R. Müh.İnş.Ltd.Şti’ne  ihale ettiği  ve ihale  makamı   olduğu  için işveren sıfatı taşıması nedeniyle sorumlu bulunmadığı,  ayrıca olay günü çalışma nedeniyle enerji hattını kesmesi için başvurulmamış olması  nedeniyle Tedaş"a  kusur da izafe edilemeyeceği bildirilmiştir.
    Borçlar Kanununun 58/1. maddesi  gereğince bir  bina veya imal olunan herhangi bir  şeyin maliki, o şeyin  fena yapılmasından  yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı mesul olur. Elektrik   tesisleri de  bu madde hükmünde geçen bir  yapı,  eser niteliğindedir. Somut olayda hükme esas alınan 8.6.2005 tarihli kusur raporunda bilirkişilerce,  yüksek gerilim hattının  alçak gerilim hattı üzerinde nizami mesafede tesis edilip edilmediği konusunda bir inceleme ve değerlendirme  yapılmadığı  görülmektedir.
    Öte yandan Borçlar Kanununun 55. maddesi  gereğince “Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan sorumludur.” Yine 27.3.1957 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre; Borçlar Kanunu’nun 55.maddesi gereğince adam kullananın sorumlu tutulabilmesi için, kendisinin kusuru şart olmadığı gibi, kullandığı adamın dahi kusuru kanuni şartlardan değildir.Bu  noktada,  Borçlar Kanunu’nun 55.maddesinde düzenlenen “adam çalıştıranın sorumluluğu” için somut olayda “adam çalıştırma ilişki” ile “çalıştırılanın hizmetini yerine getirirken hukuka aykırı bir eylemle zarar vermesi” unsurlarının gerçekleşmesi zorunludur. Adam çalıştırma ilişkisinden sözedilebilmesi için ;bir kimsenin kendisine bağımlı durumda olan başka bir kişinin hizmetinden , kendi amaçları için yararlanması söz konusu olmalıdır. Başkasının hizmetinden yararlanma , çoğu zaman bir hizmet sözleşmesine dayanır. Adam çalıştırma ilişkisi için çalıştırılanın, çalıştıranın buyruğu altında olması, onun gözetiminde işi yapması ve onun talimatıyla bağlı bulunması gerekir. Ne var ki yüklenici iş sahibinin gözetimi altında ve onun talimatına uyarak çalışıyorsa, bu durumda Borçlar Kanunu’nun 55. maddesi anlamında “çalıştırılan “ niteliğini taşıdığı her türlü duraksamadan uzaktır. Davaya konu olayda T. S.Müessese Müdürlüğü S.ili E. ç. Köyünün   ENH ve kök binası işini R. Müh.İnş.Ltd.Şti ‘ne ihale etmiş, yüklenici bu işi yerine getirirken davacı iş kazası geçirerek vefat etmiştir. Dosyada bulunan sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmesinde, zarara neden olan iş yüklenici tarafından ifa edilmekte ise de işin davalı T. S. Müessese Müdürlüğü’ne ait olduğu ve özellikle sözleşmenin “işin kontrolü” başlığı altındaki 14.1 maddesinde “Sözleşme süresi içinde, sözleşme konusuna giren işleri T. Müessese Müdürlüğü, kontrol teşkilatı ile dilediği şekil ve yöntemlerle her zaman kontrole yetkilidir” hükmüne yer verilmiş  olması karşısında; T. Müessese Müdürlüğü’nün “adam çalıştıran “ konumunda olduğu, onun gözetimi altında ve talimatına uyarak çalışan yüklenicinin de Borçlar Kanunu’nun 55. maddesi anlamında “çalıştırılan “ niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla işverenin yükleniciyi denetim ve kontrol yetkisi devam ettiğinden, yüklenicinin kullandığı adamların kusuru sonucu 3.kişilere verdikleri zarardan , yüklenici ile birlikte işveren de zincirleme sorumludur.  Somut olayda hükme esas alınan 8.6.2005 tarihli kusur raporunda bilirkişilerce,  T. Müessese Müdürlüğü’nün ihale sözleşmesi uyarınca denetim yetkisinin bulunduğu da dikkate alınarak bir inceleme ve değerlendirme  yapılmadığı  görülmektedir.
    İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre,  işyerinde  uygulanması  gereken  İşçi  Sağlığı  ve  İş  Güvenliği  Tüzüğünün  ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek, ayrıca davalı Kurumca çıkarılan Alçak ve Yüksek Gerilim  Hatları Tesis Yönetmeliği hükümleri de irdelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. Hal böyle olunca,   kusur raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
    Öte yandan dava dilekçesinde davacı imam nikahlı eş, çocuklar ve ana-baba olan tüm davacılar için tek bir maddi tazminat miktarı olarak 1.000,00.-YTL maddi tazminat istenmiş ve Mahkemece hangi davacı için ne kadar maddi tazminat istendiği davacılara açıklattırılmadan tüm davacılar için 1.000,00.-YTL maddi tazminata hükmedilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Diğer yandan  dava nitelikçe  Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan maddi zararın  giderilmesi istemine ilişkindir.   Bu nedenle haksız zenginleşmeyi  ve mükerrer  ödemeyi önlemek için   Kurum tarafından  hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenen  tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay"ın  yerleşmiş görüşlerindendir. Bu bakımından davanın niteliği gözetilerek öncelikle hak sahiplerine SSK tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp  bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin  tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış  ise bu yön  hak sahibinin  tazminat hakkını doğrudan  etkileyeceğinden  hak sahibine gelir  bağlanması için SSK Başkanlığına karşı dava  açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.  Başka bir anlatımla,  hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada 506 sayılı Yasa"nın 24. maddesinin  öngördüğü koşulların oluşmadığının  saptanması durumunda,  hak sahibine gelir bağlanmayacağı ve  hak sahibinin destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkına sahip olmayacağı  açık seçiktir.  
    Yapılacak iş; davacılara 1.000,00.- YTL maddi tazminat talebinden hangi davacı için ne kadar maddi tazminat istendiği açıklattırılarak, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu ile alçak ve yüksek gerilim hatları tesis işinde  uzman olan bilirkişilere konuyu yeniden  yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki  bilgi ve belgelerle  birlikte değerlendirilerek, davacı anne ve babaya SSK"na  gelir bağlanması için müracaatta bulunmaları ve dava açmaları için önel vermek ve sonucuna göre karar vermektir.  
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle inandırıcı güç ve nitelikte olmayan kusur raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde  hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre  davacıların diğer  temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik  yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.5.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi