Esas No: 2010/62
Karar No: 2010/3898
Karar Tarihi: 03.06.2010
Çekişmeli Taşınmaz - Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2010/62 Esas 2010/3898 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2010/62 E., 2010/3898 K.
16. Hukuk Dairesi 2010/62 E., 2010/3898 K.
- ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZ
- 2863 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU [ Madde 11 ]
"İçtihat Metni"
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Çekişmeli taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında fen ve arkeolog bilirkişiler aracılığı ile arkeolojik sit haritası, davacının dayanağı tapu kaydının uygulanması, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı, çekişmeli taşınmazın arkeolojik sit alanında kalıp kalmadığı, taşınmazın niteliği hususunda uzman ziraat bilirkişiden ayrıntılı rapor alınması, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığının maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenip aykırılığın giderilmesine çalışılıp ondan sonra bütün deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli parselin davacı H... S... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması nedeniyle davalı hazinenin sair temyiz itirazlarının reddine; mahkemece çekişmeli taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı içinde kaldığı ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Bozma kararı uyarınca taşınmazın başında keşif yapılmasına rağmen, bilirkişi rapor ve krokilerinde taşınmazın sit haritasındaki konumu denetime elverişli olarak gösterilmediği gibi, keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporları da çelişkilidir. Fen bilirkişisinin 03.07.2009 tarihli raporunda taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı sınırları içinde kaldığı belirtilmesine karşın, arkeolog bilirkişinin 13.07.2009 tarihli raporunda ise 3. derece doğal sit alanı sınırları içinde kaldığı belirtilmiş, mahkemece verilen kararda ise sit alanının niteliği belirtilmemiştir. Doğru sonuca ulaşabilmek için taşınmazın başında iki arkeolog ve bir fen bilirkişisinden oluşan kurul aracılığı ile yeniden keşif yapılmalı, sit haritaları kadastro paftası ile çakıştırılmalı, sit haritası örnekleri dosyaya konulmalı, bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın sit alanı içinde kalıp kalmadığı, kalıyor ise hangi nitelikteki sit alanı içinde kaldığına dair rapor alınmalı, 2863 sayılı Yasa"nın 11. maddesinin 5663 sayılı Yasa ile değişik 2. cümlesi uyarınca 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının zilyetlikle iktisap edilemeyeceği göz önünde bulundurularak hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de kararda tapu kütüğünün beyanlar hanesine verilen şerhle ilgili olarak sit alanının niteliğinin belirtilmemiş olması da isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.